insanların içindeki yüce güce inanma isteğinin eseri gibi gösterilse de dinler, o inanma isteğinin, insan ruhunu esir eden ait olma ve sığınma arzusunun varlığı bir gücün isteği üzerinedir. yoksa niye olsun ki..
peki bu ilk çağlarda inmiş kitabi dinlerin haeln yeryüzünde nasıl bu kadar etkili olabildiğini açıklayabiliyormu? hayır.
şu şeklide düzeltmek lazım bu lafı ;
bir çağın dini, sonraki çağda yaşayan lümpenlerin edebi eğlencesi dir.