özgün olamamayı ve kendini sınırlamayı beraberinde getiren durumdur. şöyle ki; ergen gençler kişiliklerini koyacak bir yer ararlar ve çeşitli modelleri denerler. idollerine benzemek isterler. ki bu çok normaldir... ancak; yaşını başını almış, belli bir kişilik, karakter ve oturmuş zevkleri olması gereken insana ne derece yakışır şekilcilik? ben cevaplamamayı tercih ediyorum... sarkık bıyıklı bir ülkücü de olabilir bu bahsi geçen şekilci arkadaş, yeşil parkalı, kirli sakallı bir sosyalist de... cübbeli-sarıklı da... şimdi cübbe ve sarık için sünettullahtan demek mümkündür. ancak; şahsıma daha çok coğrafi temellere dayanan, giyim kültürü ile alakalı gelmektedir. arap yarım adasının o sıcak ikliminde sarık, kafaya güneş geçmesini engellemekte, cübbe dediğimiz o hafif ve rahat kumaştan yapılmış giyim ürünü ise rahatlığı sağlamaktadır. ancak; bunu günümüzde istanbul sokaklarında yapmak ne derece etkili olur? bilinmez... bunlar çok basit örneklerdir ve diğer tüm şekilcilikler de benzer örneklerle açıklanabilir durumdadır...
vitrincilik demek de haklı bir yaklaşım olacaktır. görüntü olarak giyim tarzları, saç sekilleri vs. görüntülerle bir düşünceyi savunduklarının göstergesi olduğunu sanırlar, fakat neyi düşündüklerini, savunduklarını bile bilmezler çoğu zaman.