Hayatın özünde bir imtihandan ibaret olduğu kabulünden hareketle girilen üç beş yazılı bir iki sözlü sınavın ne denli küçük detaylar olduğunu fark ediyor insan belli bir döneminde hayatının.
Özde her bir ayrılığın her bir münakaşanın her bir kavuşmanın hastalığın ve sağlığın iyi günün ve kötü günün sınav olduğu kabulüne bir kaptırdı mı kendini; işler güçler aniden hikaye oluveriyor.
Sevgilinin imtihanı sevenin mükafatı olunca ise; dünyalar yıkılıyor seven altında kalıyor, sevilen ayaklarının altında sevenini arıyor.
Bırakınız yuvarlak boşlukların içini kurşun kalemlerle doldurma faslını efendim. Doğa zaten boşluk kabul etmiyor, her bir boşluğu kendisi dolduruyor. Hiç bir şey bulamazsa hiçlikle hem de...