müdür arasın, bugün erken çıkın yazıksınız falan desin, şirketten çıkıp evimize gidelim erken erken... sonra harçlık verilsin bol bol... harçlık bekleyen çocuklar benden uzak dursun... tarihte görmediğim akrabam olduğunu iddia eden insanlar, bayramda hortlayıp gelip yapış yapış öpmesinler, hiç sevmem!
hayat bayram olsun...
daha ne olsun!...
çocuk olmak. bir başkaydı gerçekten çocukken bayram günleri. yeni elbiseler tâ 2 gün öncesinden baş ucuna koyup yatılır, sabahın erken saatlerinde heyacanla giyip dışarıya çıkılırdı. o zaman arkadaşlıklar başkaydı. kimse evde mahkum değildi teknolojiye. kimse bön bön bakmazdı o zaman "hadi oyun oynayalım" deyince. hoş, şimdi öyle bakanları yeğenlerimden biliyorum. onlarla ne zaman çocuk olup, arkadaşça "oyun oynayalım mı" dediğim zaman bana ya bilgisayarı işaret eder ya da benzeri şeyleri. çelik çomak'ı bilmeyen bir nesil var artık. unutulmuş, terkedilmişler. şimdi arkdaşlıklar o kadar safça ve temiz değil artık. şimdi hep teknolojik bayramlar yaşıyoruz...
eski sevgililerimin hepsi mesaj atsın, ben cevap atmiyim. bayram sonuna kadar cevap bekleyip sürünsün iblisler. he bide kocaman adam olduk ama beni gören her büyüğüm bi 50 lik sıkıştırsın elime.
sıkılıyorum sözlük. dolu dolu yaşardık eskiden bayramları... şimdi türk kahvemi yudumlayarak sözlüğe entry giriyorum. şeker toplamak, torpil patlatmak, paraları birleştirip kola almak istiyorum...