aslında herhangi bir kola ayırmadan, üzerinde kümesel çalışmalar yapılmadan, bir bütün olarak algılanması gereken insandır. vallahi artık sıkıntıdan saçmalıyorum farkındayım. okumak isterseniz buyrun; dini lümpen bir şekilde bilmektense yani 3.şahısların ağzından duyduklarınla düşünmektense, otur araştır ve eleştir, en iyisi bu. dini benimsemek, dini benimsemeyen insanları benimseyememekse, ne ibadet et ne de niyaz içinde bulun. din denilen olgu, evet olgu diyorum, nitekim din günümüzde ve günümüzden önce de olay olarak algılanmaktan başka bir şey olmamıştır. din bir şeydir, lakin bu şey olan bir kişiden fazlasını ilgilendirecek kadar toplum içine sokulmamalıdır. kimse cihad anlayışı, iman yayma vazifesini kendisinde bulmamalıdır. sırf bunlara gebe giden insancıklar yüzünden (ve bunlar kendilerine inananlar derler) din kendinden nefret etmiştir, ettirmiştir. mezhepler çıkmakla beraber, sen faturalı ben konturlü ayrımları başlamıştır.
din, içine girildiği zaman koşulsuz insan sevmekten doğar. ve insanı severken onu yargılamadan yaşayabilmekle de sonuçlanır. senin-benim-onun tekelinde değildir. hepimizin içinde var olan ya da var olacak olan bir olgudur. ''evet olgu''
din, kendinden nefret ettirmez ya da savaşlara sebebiyet vermez. savaşı yapan da dinden nefret ettiren de insanlardır. kendi kafasına göre kutsal cümleler üreten de yine bu insancıklardır. kılınan cuma namazıyla, bir haftasonu ayininde içilen şarabı aynı haneye yazan da allah'tır.
din kendini bilmek, kendini bilmekse insanı sevmektir. insanı sevebilmek, kendini sevebilmektir.
nitekim insancıklar bilmezler,
-din savaşla yayılamaz, yayılsaydı peygamberler eziyet çekmezler, hadi çekmediler diyelim, kılıca sarılabilmek adına emir beklemezlerdi.
-verilen emrin zamanını boyutsallaştırıp kendine bir görev alan insancıklar ise bunun hesabını ebediyete kadar vereceklerdir
gerçek anlamıyla dindar olan kişinin farklı bir şekilde bakılınca görülen karakteridir hümanist olması.
her dindar hümanist olmalıdır.her hümanist dindar olmayabilir.