suyunda kesilmesiyle kabusa dönüşebilecek durum.
osurmamaya ve bir an önce bitirilmeye çalışılır.
birde üstüne üstlük, fırça yok ise, durum daha boktan bir hal alır.
poponun klozete değdiği anda, deri birtakım sinyaller alır ve o andan itibaren vücut yabancı birinin tuvaletine girildiğini idrak eder, kişiye anlamsız bir huzursuzluk çöker. hele ki gereğinden fazla aşağıda ya da yukarıda bulunan taharet musluğu da olaya dahilse, değmeyin artık keyfinize..
minimum 15 dakika sürdürenler için yabancı bir evde sıkıntılı olur ev sahibi bu kadar uzun olur mu diye düşünebilir,of ne kokutmuş diyebilir,kısacası durumların en sıkıntılısıdır.
bazıları için çok kötü bi deneyim olabilir. bi kaç saat kalınacaksa neyse tutulur. ama bi kaç gün kalınacaksa olay misafir kişisi açısından çin işkencesine döner. babaannemin evinde bile 4 gün kendimi tutup o işi yapmadığımı bilirim. hele bide evdeki alafranga tuvalete alıştıysanız ve yabancı tuvalet alaturka ise durum daha da vahimdir...
Musluğu sürekli açık bırakmak, sifonu aralıksız çekmek şeklindeki önlemlerle ses yönü bir nebze iyileştirilebilecek aktivite. Artçı şoklar da parfümle bertaraf edilebilir.
üstüne başına, eline yüzüne göstermediğin özeni sıçtığın taşa gösterirsin bu durumda. zerre partiküler bırakmamak adına deyim yerindeyse itfaiye hortumuyla sularsın. kokuya gelince diyecek bir şeyim yok. bir öneri, içeceğinize 2 damla armani black code damlatın. *
tuvaletin yapısıda önemlidir bu durumda. yani tuvalet biraz büyükçe tuvaletse yani yankı yapabilme imkanı varsa hız=yol/zaman formülünden ortaya çıkacak sismik enerji doğrultusunda, içeri doğru sıçarsınız efenim. ev sessizse ve kızlı erkekli 3-4 kişiyseniz yapamazsınız. türlü türlü formüller geliştirirsiniz. örneğin; sifonu çekersiniz ki sifonun dolarken çıkardığı o ses esnasında baba yadigarını bırakayım bre dersiniz öylede olmaz. çünkü o sıradada yavaş yavaş bırakacaksınızdır malzemey,. şimdi bunca gereksiz cümleden sonra diyorum ki, kendi evinizden başka bir yerde sıçmayın.
evin planını sıva ustası çizdiği için tuvalet evin en işlek yerindedir. bu sebeple tam sıçacağınız sırada kapının önünden birisi geçer. kapının yarısının buzlu cam olması daha da fena bi olaydır. kapının önünden geçen insanla hem sesli(dışardakinin ayak ve konuşma sesi, içerdeki nin bokunun suya çarpma sesi) hemde yarı yarıyada olsa görüntülü bir bağlantı kurmuş olursunuz. o ara sesi önlemek için çok pis hesaplar yapılır. önce deliğe çarptırıp sonra mı soksam? aynı anda musluğu açıp sesin duyulmasını mı engellesem? yoksa yavaşça mı bıraksam!!!? gibi. gerçekten çok boktan bi deneyimdir. o yüzden artık yabancı birisinin evine girmiyorum.
insanı rahatsız eden olaydır. kendi evinde olsan doyasıya osurursun, sesli sesli istediğini yaparsın, ama burası elin evidir osursan ses duyulur, sıçsan bokun filan yapışır, tuvalet kağıdı kullansan hadi tuvalet tıkandı.. sonunda pes eder ve mesanen patlama seviyesine gelinceye kadar beklersin..beklersin..beklersin...