çökmüş bir insandır geriye kalan. enkazdır. ondan yeni bir insan dirilir mi, Allah'a kalmış... o vicdansız kimbilir ne keyifle hayatına devam ederken, o vicdansızın gazabına uğramış gelecekten ümitli insan artık ümidini keser, yokluğa sürüklenir, öz yıkımını ağır ağır işletir.
yenilip yutulası zor zamanlardır geriye kalan . her sarkının seni anlatmasıdır artık . derttir , kederdir . gecmez bitmez derken gecer biter ve seni sen yapan mazidir artık geriye kalan .
ağlamaktır geriye kalan. her an, her görüntü, her şarkı, her renk, her çiçek ağlatır insanı. izlediğiniz en aptal dizi de bile mekanlardan etkilenip ağlamaya başlarsınız, hiç beğenmediniz bir şarkıcı bile sizin dert ortağınız olmuştur bi bakmışsınız. nefesiniz kesilir, ağlamaktan gözleriniz acır artık ama yinede geri dönüş yoktur. hem pişmanlık hem yanlızlıktır insanın içini yakan. ama en çok koyanda bir vicdansıza teslim olmak, ona inanmaktır.
ihanete, terk edilmeye, ayrılığa ve hepsinden kaynaklı acılara bağışıklık kazanmış bir bünye, zamanla nasır tuttuğu için kalbi, hissedemeyecektir hiç bir acıyı, tuz buz olmuş bir ruhun paramparça bedeni, kimse üzemez, kimse kıramaz artık 'kırılacak kadar sağlam değildir' çünkü.