vakit tamam seni terk ediyorum
bütün alışkanlıklardan öteye
yorumsuz bir hayatı seçiyorum
doymadım inan kanmadım sevgiye.
korkulu geceleri sayar gibi
birdenbire bir yıldız kayar gibi
ellerim kurtulacak ellerinden
bir kuru dal ağaçtan kopar gibi.
aşksa bitti gül ise hiç dermedik
bul kendine kuytularda hadi dal
seninle bir bütün olabilirdik
hoşça kal gözümün nuru,hoşça kal
hoşça kal canımın içi,hoşça kal
vakit tamam seni terkediyorum
bu incecik bir veda havasıdır
parmak uçlarına değen sıcaklığı
incinen bir hayatın yarasıdır.
kalacak tüm izlerin hayatımda
gözümden bir damla yaş aktığında
bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan
kan tarlası gelincik şafağında.
ölümse korktun savaşsa hep kaçtın
vur kendini korkularda hadi al
sen bir suydun sen bir ilaçtın
hoşça kal canımın içi, hoşça kal
hoşça kal iki gözüm, hoşça kal
sen bir suydun sen bir ilaçtın
hoşça kal gözümün nuru, hoşça kal
hoşça kal iki gözüm, hoşça kal..
ahmet abimizin dinlerken gözlerimden yaşlar getiren şarkısıdır. cemaatçi olabiliriz, nurcu olabiliriz, ak parti sevdalısı olabiliriz, ama bizim de sevmeye hakkımız vardır. bunu unutmayın tamam mı?
Ahmet kaya da seslendirmiştir.dinle sevgili ülkem de ise bu şarkıyı servet kocakaya dan dinleyebiliriz.sözleri içinize oturur bir kere dinlemek yeterlidir.
yorumsuz bir hayatı seçenlerin, korkulu geceleri sayanların, sevdiğini hatırlatmayan bir yer arayanların şarkısıdır..
hüzünün diğer adıdır..
bir veda havasıdır.
vakit tamam seni terk ediyorum
bütün alışkanlıklardan öteye
yorumsuz bir hayatı seçiyorum
doymadım inan kanmadım sevgiye
korkulu geceleri sayar gibi
birdenbire bir yıldız kayar gibi
ellerim kurtulacak ellerinden
bir kuru dal ağaçtan kopar gibi
aşksa bitti gülse hiç dermedik
bul kendini kuytularda hadi dal
seninle bir bütün olabilirdik
hoşçakal gözümün nuru hoşçakal
hoşçakal canımın içi hoşçakal
vakit tamam seni terk ediyorum
bu incecik bir veda havasıdır
parmak uçlarına değen sıcaklığın
incinen bir hayatın yarasıdır
kalacak tüm izlerin hayatımda
gözümden bir damla yaş aktığında
bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan
kan tarlası gelincik şafağında
ölümse korktun savaşsa hep kaçtın
vur kendini korkularda hadi al
sen bir suydun sen bir ilaçtın
hoşçakal canımın içi hoşçakal
hoşçakal gözümün nuru hoşçakal
kalacak tüm izlerin hayatımda
gözümden bir damla yaş aktığında
bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan
kan tarlası gelincik şafağında
ölümse korktun savaşsa hep kaçtın
vur kendini korkularda hadi al
sen bir suydun sen bir ilaçtın
hoşçakal gözümün nuru hoşçakal
hoşçakal canımın içi hoşçakal
ayrlılığa dönüşmek zorunda olan bir sevginin can cekişerek bitişi...
vaktin tamam olduğunu duymak bir aşkı nasıl ağ(n)latabilir ki- aşk zamanın ötesinde birşey değil miydi yoksa ben mi yanlış aşkta konaklamışım-
birini severek uğurlamak-bir daha görmemek,dokunmamak adını koymayarak adını çağırmayarak- zor muş
yinede susmak kişinin bireysel adaleti oluyor. çünkü en fazla suskunluk biriktiriyor insanı...
Hoşça kalın dostlarım benim hoşça kalın!
Sizi canımda canımın içinde,
kavgamı kafamda götürüyorum.
Hoşça kalın dostlarım benim hoşça kalın...
Resimlerdeki kuşlar gibi
dizilip üstüne kumsalın,
mendil sallamayın bana. istemez...
Ben dostların gözünde kendimi
boylu boyumca görüyorum...
A dostlar a kavga dostu
iş kardeşi a yoldaşlar a..!!.
Tek hecesiz elveda..
Geceler sürecek kapımın sürgüsünü,
pencerelerde yıllar örecek örgüsünü.
Ve ben bir kavga şarkısı gibi haykıracağım
mapusane türküsünü.
Yine görüşürüz dostlarım benim
yine görüşürüz...
Beraber güneşe güler,
beraber dövüşürüz...
A dostlar a kavga dostu
iş kardeşi a yoldaşlar a..!!.
ELVEDA..!
nazım hikmet
"vakit tamam seni terk ediyorum
bu incecik bir veda havasıdır..."
yok hayır, bu incecik bir kesiğin iyileşmeyen yarasıdır. (bkz: sızı)
sesine hayran dedirtir bir çok yerde ahmet kaya, kalemine sağlık dedirtir bu seslerde yusuf hayaloğlu, birliktelik böyle güzellik doğurur dedirtir bunca yavru şarkı.
insanı sırtından bıçaklar bu şarkı. hiç ummadığı anda, beklemediği şekilde. sakin sakin yürürken, mutluyken, ellerin cebindeyken...gelir kulağına bir yerden, sızlar için, kanar gözlerin, düşersin olduğu yere, sözleri akıp gider üstünden kaldırıma, kan edasında...