kırmızı başlıklı kız kadar saf ve temiz, kül kedisi kadar güzel ve haksızlığa uğramış çocuklardık. ve en önemlisi eninde sonunda adalet yerini bulurdu ve biz - "iyi insanlar" kazanırdık.
gel gör ki zaman geçti, biz büyüdük. kahramanlar yerini çırpınıp duran erkeklere, prensesler yerini hep aldanan hatunlara bıraktı. eskaza yazılan bi şarkının sözleri tam da bizi tarif ediyordu: "biz büyüdük ve kirlendi dünya!".
biz "bir varmış, bir yokmuş" diye başlayan anne - babalarımızın masallarına kanmıştık. sandık ki hayatı da masal tadında yaşayacaktık.
pes etmedik yine, ama o mutlu sonlara hasret geçti zaman! bir vardı bir yoktu ve biz vara yoğa kanmıştık, inanmıştık..
mevlana derki "hani bir şeyi çok arzu edersin de onu rüyanda elde ettiğini görürsün . nasılda mutlu olursun. uyanınca bakarsın ki elde ettiğin şey sadece rüyada imiş.hayat ta böyledir işte yaşadığın süreçte eline geçen her şeyin hükmü rüyadaki kadardır. ölüm ise rüyadan uyanıştır."