bunyesinde buyuk oranda cahil barindirdigi icin tartisilmasi zor insanlardir.
her zumrede oldugu gibi ulkucu kesim de icinde cahilleri barindirabilir. bu normaldir. anormal olan bu oranin yuksekligidir. bu cahil insanlarla tartismak bosuna nefes tuketmektir. gecmiste bol yaptigim bir olaydi, sonra baktimki adamlarin tek bildikleri "komunistler gelecekti biz mani olduk" geyik muhabbetinden ibaret, tartismayi biraktim.
milliyetciligi beline silah takmak sanan insanla nereye kadar tartisabilirsin ?
lisedeyken, siralara "ulkucu genclik" yazisini kazirlardi. saf milliyetci bir genc olarak "abi bu masalar devletin mali, bizim gibi bir suru ogrenci okuyacak burda, niye zarar veriyorsunuz" diye sordugumda "ulan sen solcumusun" diye bir tepki alirdim !
belirteyim, solcu filan degilim, milliyetciyim ama bele silah degil, ele kalem alan milliyetcilerdenim. en azindan oyle olmaya calisiyorum.
efenim, ülkücüler mars kolonisinden gelmişlerdir, savaşçıdırlar. dinciler satürn etrafındaki halkadan, kopukturlar ama uzak değillerdir. koministler ise venüsten; aşk, sevgi, kelebek falan. burası da dünya değil zaten. neyi, kiminle tartışacaksın ki...
eğer konu genel olarak dünya görüşü veya nereden geldik nereye gidiyoruz temalı felsefi bir konu ise ülkücü açısından çok yavaş ilerleyen bir terapi alma süreci gibidir.
bir komünist, bir ateist, bir fundemantalist, bir zerdüşt yada bir hangi şeye mensup bireyle tartışmak gibidir. önemli olan ne tartıştığınızdır, ne öğrenmek istediğinizdir, ne öğretmek istediğinizdir. bir ülkücü ile tartışmak için önce biraz bilgi dağarcığınız olması gerekir. siz katilsiniz, siz çetecisiniz dediğiniz zamanda bu sefer yurdum ülkücüsünden mantıklı bir şeyler duymak mümkün değildir zira bu ülke insanı her çeteciyi ve mafya oluşumunu ülkücü yapmaya meraklıdır. tartışmaya niçin başladığınız önemlidir. elbetteki trafikte yol vermeme yüzünden tartışıyosanız ben her zaman bahsimi ülkücüden yana kullanırım; ama siz fikir teatisinde bulunacaksanız ortada bir bahislik durum yoktur zira kimse kimseye fikrini kabul ettirmeye çalışmaz, bu çalışmalar genelde liseli genç arkadaşlarda olur; bir ülkücü ile tartışmak için önce çok sağlam diyalektik alt yapınız olmalıdır, konu olarak ne seçmiş iseniz o konu üzerindeki daha önce yapılmış mütalalarıda iyi bellemeniz gerekir zira ülkücü bir birey bildiği bir konu hakkındaki yorumları daha önceden defalarca incelemiştir. tartışmaya bu bağlamda herdaim hazırdır. buyrun sizin seviyenize inmeye hazırız yeterki siz bizim seviyemize çıkın denilesi bir durumdur.
günümüz ülkücülerinin büyük bir çoğunluğu ülküden bi'haber olup sırf arkayı sağlama almak için ülkücü takıldığı için genel olarak bilgi ve birikimden yoksun tiplerdir. dolayısıyla tartışma olmaz. siz bir soru yöneltirsiniz. onlar saçma bir cevap verir, gülersiniz dalar. ya da siz yine bir soru yöneltirsiniz o küfür sanır yine dalar.
sonuç: tartışılmaz, dalaşılır.
başımdan geçen bir örnek:
üniversitenin ilk günleri, bir bayan arkadaşla tanıştık, güzel güzel sohbet ediyoruz, okul kafesinde. yan masa dikkatimi çekti. masada bir kaç dergi var. masanın yanındaki duvarda türk bayrağı altında osmanlı padişahları fotoğrafları filan var. nitekim 6-7 kişilik bir grup geldi. o masada 6-7 kişiliktir. o masaya oturacaklardı ki dergileri gördüler. dergileri alıp başka bir masaya koyup oturdular. aradan 5-6 dk. geçmeden birisi geldi. dergileri bırakıldıkları masadan alıp grubun oturduğu masaya çarptı ve burası ülkücülerin masası. ülkücülerden başkası oturamaz dedi. millet neye uğradığını şaşırıp kalktı gitti.
ben de yanımdaki arkadaşa döndüm: "ne kadar komik bir çerçeve. okul içinde ülkücü standı mı şimdi bu" vs.vs. dedim.
arkadaş: a öyle deme. ülkücüler ayrıcalıklı insanlar. belli bir yerleri olmalı. geldiklerinde ayakta kalsınlar" dedi.
ciddiyeti ve söylediklerine şaşkınlığımı atamadan ben arkadaş:
ben de reis'im dedi.
yani dedim.
yani kızlar kolu başkanıyım. bu okul ve 2 okula daha bakıyorum, asena da derler dedi.
neden sen peki dedim.
of canım ya sorma ya kavgacı, gözü kara biri olduğum için ısrar ettiler. kabul ettim.
görevin ne peki dedim.
yani bu 3 okulda ülkücü kızlar kavgaya karışırsa ben gidip olaya el atıyorum. kızları koruyorum. dedi...
bu sözün üstüne söylenebilirdi ki... ülküsünün ne olduğu bilmeyen ülkücü biri ile ülkücülük tartışmak benim de cehaletim olurdu.
milli görüş hakkında ne bilirsin ki sen demek istediysem de dizginledim kendimi. ailem böyle muhabbetlere girmemden hiç hazzetmez diyerek konuyu kapadım. ardından hadi sağlıcakla deyip oturumu da kapadım.
ülkücülerle laf tartışmasına girmek mantıksızdır, ne de olsa sizi anlayacak kapasite onda yoktur. en iyi ihtimalle teke tek kavga edersiniz döversiniz bi kamyon adam sizi linç eder, dövülürseniz de bir kamyon adam sizi linç eder.
edit: zoruna gidenler var, ama entrymin arkasındayım. yazdıklarım yalan mı?
anti-milliyetçiliği solculuk sananların sözde üstün kültürlerine vurgu yapmak için ortaya attıkları iddia. üniversite yıllarımın yurtkurlu dönemlerinde her türlü insanı tanıma imkanı buldum. sağcısı da boştu solcusu da ülkücüsü de. ancak her toplulukta olacağı gibi çok kültürlü olanları da vardı. tartışmanın sonunun nasıl biteceğini buradan kestirmek zor olur; ancak kendi dilini aşağılayan, atatürk ilkelerini dahi bilmeyen solcuların ağlayacak duruma geldikten sonra (bu mecaz değildir. dişlerini sıkıştırıp oturduğu yerden duvara yaslanma hareketi)kafatasçısınız, ırkçısınız şeklindeki üfürükten teyyare iddialara sarıldığını gördüm. ha bir de işte hendek işte deve...
boş işlerle uğraşmaktır. mahallenin ücra köşesinde bulunan ocaklarında bütün gün karı kız muhabbeti yapan sözde kişilerle bir dakika bile yüzyüze bakılmamalı. ülkücü dediğin öyle olmuyor çünkü. bunlar özenti. neyi savunduğunu bile bilmiyor çoğu. ocaktan adam toplayıp okul çıkışlarında ona buna dalmaktan öte şeyler mevzu bahis.