ancak türkiye de olabilecek durumdur. nedeni açık seçik ortadadır. bide ibadet özgürlüğünü savunur, üniversitelerde mescit olsun derler. vallahi helal olsun onlara.
o ülkedeki din tarihinin eğitim tarihinden daha eski ve köklü olduğunun işaretidir.
doğru olan budur demiyorum, gönül ister 70000 eğitim kurumu daha olsun, ama cami sayısının da luzumsuz, gereğinden fazlaymış gibi lanse edilmesi de sinir bozucu.
bir turkiye gercegi. kimse soz edilmesinden hoslanmaz. cunku bu kafalar ilkokuldan beri yikanmistir. bu konulari ortaya atanlara kizilir cunku boyle seyler gormemezlikten gelinmelidir.
müslüman bir ülekede yaşıyoruz camilerimiz elbette olacak ki sadece bizim ülkemizde değil türkler'in yaşadığı heryerde cami var ibadetlerini yapmaları için. camiye karşı olanda yoktur sanırım? fakat asıl sorunun her sokak başında olması gerçek bu cuma namazlarında bile dolmazken bu camiler, hala yenilerinin yapılmasından yanalar.
matbaadan fiş bastıran sakallı sömürücüler **istanbula gelmişler düzcedeki veya başka yerlerdeki camilere yardım topluyorlar. nereye gidiyor bilmiyorum bu kadar para ama hal böyle olunca kafaları karıştıran bu sorular her zaman sorulacak.
olaya sadece mimari açıdan bile bakıldığında düşündüren durumdur.
dikkat!!! sadece mimari diyorum.
hayır efendim! bu ülkede okuldan çok cami olması geri kalmışlığımızı göstermez. o kıçını yaladığımız avrupa'nın o şaşalı şehirlerinde de -roma, paris, berlin...- zilyon tane kilise vardır (gidip görmedim. ama derslerden biliyorum) ama çoğu belli bir mimari stile göre ya da belli bir sanat akımına göre yapılmıştır (gotik, barok falan). şimdi bizim camilerimize bakıyorum. evet osmanlı'dan ve hatta selçuklu'dan kalma, mimar sinan tarafından yapılma camiler kendilerini dakikalarca izletebiliyor, izleyeni hayran bırakabiliyorlar. ve diyorum ki keşke onları daha iyi koruyabilsek ve tanıtabilsek. ama özeliikle 1950'lerden başlayan büyük şehirlere göç ile birlikte oluşan gecekondu bölgelerinde yapılan camilere ne demeli? yüzde bilmemkaçı kaçak onların. biliyor muydunuz? ve istanbul için konuşursak; olası bir depremde acaba kaçta kaçı yıkılacak bu camilerin? ayrıca bu camilerin mimari değerleri konusunda konuşmaya bile gerek duymuyorum.
kısaca. cami de yapılsın. okul da yapılsın. ama sinan'ın yaptığı gibi yapılsın.*
dünyanın en önemli kiliselerinden birinin cami yapıldığı bir ülkede yaşıyorsak ve 1000 kişilik bir köye 5000 kişilik görkemli bir cami yapılıyorsa, okuldan fazla olmasının da yadırganmaması gerekir, türkiye burası... cami yapılmasın demiyor zaten kimse ama, bu kadar fazla sayıda yapılmasına karşı çıkılması da gayet doğaldır.. ayasofya'yı cami yapacağına sultanahmet gibi şaheser yarat..
bu ülkede birahanelerde, barlarda, halı sahalarda, kahvehanelerde,cafelerde okullardan fazladır lakin kişinin sorunu camiyle olduğu için cami sayısı ağırına gitmektedir. ama başlığı "türkiyedeki okul sayısının yetersizliği" şeklinde açsa sadece üzüm yemiş olcak bağcıyı dövemiycek o da var.
olaya siyasi ya da ideolojik açıdan bakıldığında ise daha önce de değinilmiş olan ''göztepe parkı'na cami yapılması isteği'' olayı daha da düşündürücü kılmaktadır.
şehircilik okuyanlar veya bu konuya ilgisi olanlar bilirler. bir yerleşmedeki yeşil alan standartı kişi başına on metrekaredir. yani bir kişiye ortalama bir çocuk odası veya mutfak kadar yeşil alan düşmesi gerekir. peki göztepe parkı'nın da sınırları içinde bulunduğu kadıköy ilçesinde bu standart nedir?
kişi başına ''yarım'' metrekare. yanlış duymadınız. ''buçuk'' metrekare.
şimdi soruyorum. bu adalet midir?
sen kalk. kişi başına şişman bir adamın kıçının sağ lobu kadar yeşil alan düşen bir yerdeki, sayısı bir elin parmağını geçmeyecek kadar olan parklardan birininin üzerine cami kondur.
aradaki fark, caminin halk tarafından yapılması ve okulların devlet tarafından yapılmasıdır. inançlara müdahale edildiği yetmiyor insanların inanış gereği yaptırdıkları camilere de karışılır oldu. hangisi daha sevap tartışması ehil olana sorulur o ayrı. onlar bir hata! yapıp cami yaptırmış, biz bir büyüklük gösterip okul yaptıralım madem. * diyecem ama sanmam.
aslında gayet normal bir hadisedir. lakin hangi açıyla bakıldığı da bilahare önemlidir. bu ülkenin yüzde bilmem kaçı müslümandır, bu insanların ibadetlerini gerçekleştirmesi için mekan lazımdır, yapılmıştır. camiler osmanlı'nın varlığıyla eşdeğer bir varlığa sahip ibadethaneler olmakla beraber okullar daha 80 yıllık tam da oturmamış bir eğitim anlayışının hizmet vermeye çalıştığı kurumlardır. bugün anadolu da kullanılmayan binlerce köy okulu vardır eminim. neden mi? çünkü göç, öğretmensizlik, öğrencisizlik bu okullara kilit vurdurmuştur.
bir çok siyasi parti sağcısı, solcusu, ortacısı, golcüsü hepsi de kendi işlerine geldiği gibi kullanmıştır. rantını sağlamıştır. camilerden son dönemde futbol sahalarından, tribünlerden sağlandığı gibi. ayrıca halkın da bu konularda bir çok eksikliği vardır. bir kaç gene çıkarına çalışan hariç okul istememiştir. sesini yükseltmemiştir. sesini yükseltmesi gereken sesi dinlenenlerin çocukları da özel okullarda 20'şer kişilik sınıflarda eğitim görmektedir. açıkçası çok bir yerinde değildir anlayacağınız..
islam ülkesinde muhakkak ki cami olacaktır. lakin müslüman olan bu ülke yaradanının ilk emrini bilmeden camiye gitmemelidir de.
ilkokulda öğretmenlerin "yönünüzü kaybederseniz ağaçlardaki yosunlara bakın." önerisini rafa kaldıran, onun yerine "yönünüzü kaybederseniz cami kapılarına bakın." önerisini daha mantıklı yapan durum.
bütün camilerin vergi gelirleriyle yapıldığını sanan insanlar vardır bu ülkede ilginçtir. camilerinde, okullarında önemli bir kısmı halkın yaptığı yardım ve bağışlarla yapılmaktadır. o yuzden kimsenin insanların nereye bağış yaptığına karışmaya hakkı yoktur.
o ülkede ki insanların hayata bakış açısı ve eğitimden çok dinsel durumun öne çıktığının kanıtıdır. ha kimilerine göre iyidir nasıl olsa onlar için milletin geri kafalı olması , karanlıklar içinde huzuru araması ve ilim bilimden uzak durması işlerine geliyor, tüm nedeni budur.ayrıca örümcekler sarmış dört bir yanı demek.
cami'yi devletin yaptırdığını zannedenlerin düştükleri yanılgı. okulun karşıtı cami sanki, sizi gibi laik yobazlar sizi..
edit : bu arada bosna'da soykırım yapılırken her camii'nin karşısına bir kilise yapıldı, ırak'ta camiler bombalandı, bunların nedenleri üzerine düşündün mü, hayır, peki okul yerine kuran kursuna mı gittin, yine hayır, e demek ki bir boka yaramıyor bu okul, senin mantığına göre, uyuşturucu satıcısı sanki okul yerine camii'ye gitmiş gibi bir hava neden, kaldı ki okul ya da camii değil okul ve cami vardır. bunlar iki ayrı alternatif değildir, farklıdır, ah din düşmanlığı, sen nelere kadirsin.
ah keşke okul binalarını dikmeyle iş bitseydi dedirten durum.
ne yazıktır ki bunun böyle olduğunu düşünenler var, bir okulun gerçek mimarları olan öğretim kadrosundan yoksun bir ülkeye okul açmanın manası nedir? bu yarardan çok zararlara mahal verecek olabilmeside gözden kaçırılmaması gereken bir durum.
ancak cami olayı neredeyse tamamen maddiyata dayanmakta, bir imam bir de halkın arasından bulunabilecek müezzin...
bu arada genel olarak türkiyedeki imamlardan düşünüş yapıları ve seviyeleri itibarıyle pek de hoşnut değilim bu ayrı bir konu.