cevabı şeriat sevdası olan sorudur. faşist bir rejimde, özgürlüklerin sıfıra yakın olduğu bir düzende, kadının değerinin sadece doğurmak olduğu bir toplumda yaşamak isteyen cahil halkın içlerinde hissettikleri histir. ya da ajanların ?
dedesi istiklal mahkemelerinde asıldığı için nefret edebilir.
Dedesi ikinci grup içerisinde muhalefet olmaya yeltenince "gerici" yaftası yiyip siyasetten postalandığı için nefret edebilir.
dedesi şapka giymeyi reddedip ceza aldığı için nefret edebilir.
Atatürk cumhurbaşkanı iken aile büyüklerinin çoğu Dersim'de çoluk-çocuk demeden öldürüldüğü, geri kalan el kadar kızlar da "sünnileşsinler, Türkleşsinler" diye aile rızası olmadan evlatlık verildiği için nefret edebilir.
Ailesi, sırf musevi oldukları için Trakya'dan yaka paça atıldığında Atatürk'ün ne kadar kayıtsız ve ilgisiz kaldığını hatırladığı için nefret edebilir.
Dedesi Dar'ülfünun'da hoca iken, Atatürk'ün uydurduğu "Türk Tarih Tezi" saçmalığına biat etmeyip üniversiteden atıldığı için nefret edebilir.
Atatürk döneminde komünistlerin* başına gelen tevkifatları ve işkenceleri okuduğu için nefret edebilir.
velhasıl, nefret etmek isteyene sebep çok. Tabii bir de "Atatürk'ü sevme sebepleri" var elbette. Bu ikisini terazinin iki kefesine koyarsanız, ilahlaştırılmayan ama hatasıyla günahıyla sevilen bir atatürk algısına ulaşabilirsiniz.
dışardan kumandalı ittihatçı olduğundandır belki. 1926'da kendisine suikast düzenleten, öldüremeyince ölümünden sonra eski tayfayı toplayıp partisini ele geçiren gruptandır. Belki bu nefretinden dolayı bu zevat paradan, devlet dairelerinden resmini, adını silmeye çalışmış, heykellerini yıkmıştır.
osmanlı döneminden miras kalan sınıflı toplumumuzun yarattığı tarihin en eski demokrasi geleneklerinden bir olan "müthiş osmanlı demokrasisini" sekteye uğratıp zaten avrupa medeniyet standartlarında yaşayan bir topluma tepeden inmeci modernizmi dayatması ve tek parti rejimi kurması, sarı saçlı mavi gözlü yakışıklı olması, güzel rakı içmesi, ne güzel ingiliz muhipliği dururken amerikanize "islam demokrasisi" yaşıyacakken tam bağımsızlık diye tutturması. velhasıl nerden tutsan elinde kalıyor. bir "türk" atatürkten niye nefret etmez diye sormak lazım. atatürkü aşmalıyız arkadaşlar! ülkemizi yönetmekte olan liberalize ılımlı islamcı demokratik diktatörlüğe güç vermeli, bizi bir ulus yapma yanlışına düşmüş kemalistlere inat 500 yıl öncesinden başlayıp gerekirse kafataslarımızı ölçtürerek etnik kimliğimizi bulmalıyız. parça pıncik olmalıyız.
başlık sahibi gibi yakasına 2 rozet takıpta kendini atatürkçü ilan eden fakat atatürk'ü anlamaya dair hiçbir şey yapmayan kişilerin ,o'na sahip çıkmasından dolayı oluşan etki-tepki durumu.
hiçbir *türk* atasından nefret etmez.sadece kendini bilmez kişilerin ''evet biz kemalistiz,siz değilsiniz'' deyipte mustafa kemal'i dar bir kalıba sokmak istemelerinden nefret eder.
''türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.''
Bu sorunun cevabı çoktur. Bu cevaplara örnek olarak şunlar verilebilir;
1) Kırma olan türkler Atamızdan nefret edebilir ki bu normaldir.
2) Atatürk'ü sevmeyi şirk olarak lanse eden sözde mürşitlerin izinden gidenler de nefret edebilir.
3) Atatürk heykellerine put olarak bakan dar kafalı görünüşte müslümanlar nefret edebilir.
4) "Atatürk çok içiyormuş" cümlesinin arkasına sığınacak kadar sığ kafalılar da nefret eder.
... Bu liste böyle uzayıp gider. Ama şunu bilmek gerekir: Bu ülkenin minarelerinde hala ezan-ı muhammediyeler okunuyorsa, hala özgürce namaz kılınabiliyorsa, hala incil yerine kur'an-ı kerimler baş köşede duruyorsa bunun en büyük vesilesi Mustafa Kemal Atatürk'tür.
Namusumuzun, haysiyetimizin, dinimizin diyanetimizin, milliyetimizin ayaklar altına alınmasına izin vermediğin çin sana müteşekkiriz atam.
Ve seni seviyoruz.
Atatürk ün doğruları ve yanlışları ile bir insan olduğunu unutan kişiler ve zihniyet yüzündendir. Kimisi tapmak ister,kimisi yerden yere vurmak. her iki tarafın yaptığı militanlık yüzünden olabilir.