bursa dayız arkadaşla takılıyoruz. gez toz her zamanki gibi. zafer plaza ya girdik. teknosa falan takıldık.
en alt kata indik. starbucks un ordan geçerken 2 hanım ablayı gördük. ellerinde bir poşet. içim gıdıklanıyor. kesin bir olay var bunda diye. arkadaşa dedim gel oturalım biraz.
ilk defa starbucks a gitmişiz biz de. garson geldi. 1 çay dedik. tabi olay var riskine girerek 3 tl lik çay parasını da verdik. kesinlikle gülünç birşeyler olmalıydı. 1 paket çay parasını 1 pardağa verdiğimize göre olay olmazsa olmazdı. olmalıydı.
hacı ablalar poşetten bir borumsu birşey çıkarttı. tabi insanın aklına herşey geliyor. atom bombası bazuka veya bombalı çanta neyin olur iye bi geçti aklımızdan. o da ne. bizim pek de yabancı olmadığımız birşey. bildiğin termos lan bu. hani içine çay kola neyin koyarsın da ısıyı iletmez ya. hem de eski cinslerden. aynından bizim evde de vardı 25 yıllık o da.
abla poşetten iki de ince belli bardak çıkarttı. ulan hani çaya eyvallah da bardak olarak plastik de olur ona da eyvallah da ince belli ne arıyo poşette. çantasında pervol siyah etki taşıyan hanım teyzeler gibim..
hacı abla çıkarttı doldurdu çayları. tabi biz de çayımızı yudumlarken çaktırmadan bakıyoruz. içtiğim çayı da sindire sindire içiyorum ki tadını alayım. verdiğim paranın hakkını her yudumda almalıyız demi ?
garson yavaş yavaş masalarına gidiyor ablaların. aklımdan geçirdim. işte başlıyor diye. arkadaşla birbirimize bakıp bir gülümseme attık. bu piç gülüşü hep yapıyor o.
garson geldi ve geçen diyalog;
-merhaba birşey ister miydiniz
+yok ablacım sağolasın
-ee yanlız burada dışarıdan yiyecek getirilmesi yasak
+kızcağızım çay yiyecek değil ki (abladan tarihi ayar)
-içecek de yasak efendim
+tamam biz de zaten soluklanmak için oturduk bi bardak içip kalkacaktık
garson kız ister istemez kabullendi mağlubiyeti. bizim bardaklar da bitti. elimizde boş fincanlar sallanıyor.
hemen bi kaş göz ve ablaların masadayız.
- tövbekar hacker , + hacı abla
-şey ablacım rahatsız etmiyorsak oturabilir miyiz masanıza
+tabi yavrum gelin oturun
-teşekkürler. gel hamdi.
+adınız nedir bakalım yavrum sizin
-abla ben tövbekar, bu da hamdi.
+ne de güzel isimleriniz var sizin allah bağışlasın ana babanıza
-amin abla. sizin neydi
+ben nevriye. bu da kız kardeşim ayşe.
-memnun olduk abla. ya masanıza gelmemizin sebebi aslında şeyden. ee nasıl desem.
+çekinme yavrum söyle.
-ya malum burda çay kazık. bizim evde bir ayda içtiğimiz çaya ödediğimiz para burda 1 bardağa veriliyor. biz de dedik ki, çayınız varsa biz de içebilir miyiz diye. yorulduk geldik bir çay içmeye. bardağı 3 tl miş. ona para mı dayanır.
+abov. 3 tl mi. soyuyolar anam milleti. iç yavrum iç. iç guzum o nasıl söz.
okul iş dersler hayat muhabbetinden sonra teşekkürlerimizi edip 5 bardak çaya 3 tl ödedik. tabi 5 iç 1 öde hesabıyla.*
edit: kafadan sıkma muhabbetleri olmuş gibi yani hbbia nın yaptığı yapmak ne ka gülünç demi. adamın yaptığını beğenmiyorsunuz. yaşanmış şeyleri hiç beğenmiyosnuz. küstüm.