hayatın ne kadar ibneolduğunu gösterir. evet malesef savcı için polis için o teyzemin ölümü bir iştir , onların işi odur . diğerinin işi de onuncu katta cam silmektir, sigortasız , maaşsız ... evlatlarına bakmanın verdiği sorumlulukla onuncu katın camında durması zaten zordu. bir şey yapmalı bir gün harekete geçmeli ama ne , nasıl ... o kadar karanlık ki yarınlar.
kimbilir kimlere ibretlik oldu o teyze ölümü ile ama hayat her yönden ve her adımı ile bir şeyler öğretmiyormu o olayı yaşayanlar sadece görmek ve tüh tüh vah vah ile geçirdiyse olayı yazık gerçekten yazık ama bu olay bir kişiyi bile insanlığımızı hatırlatıp kendi özümüze döndürdüyse ne ala o teyzeye allahtan rahmet yakınlarına ise hayırlı bereketli bol rızık kapılarının açılması için dua etmek.
hala aşk acısı diye s.ktiri boktan bir şeyin peşinden gidenlere gülme sebebidir. insanlar aşk yaşamayı bırak , yiyecek ekmek bulamıyor. vicdanın rahatsa sorun yok.
sadece teyzenin değil, her insanın başına gelecek olaydır. kimse, değil kalıcı olmak, ölümünü bir saat bile geciktirebilecek güce ve yeteneğe sahip değildir.dünya'nın geçici olduğunu anlatan milyonlarca ölümden sadece biridir.bir hikaye anlatmak geldi içimden:
genç bir adam uzak bir ülkede yaşayan bir bilge adamı ziyaret etmek ister.
uzun bir yolculuktan sonra şehre varır.
bilgenin evine misafir olur.
evde hiçbir lüks eşya yoktur.
kitaplar ve oturmak için de minderler vardır.
evdeki tek mobilya okumak için ayrılmış eski bir sehpa ve eski bir iskemledir.
"sizin hiç mobilyanız yok mu?" diye sorar genç adam hayretle.
"peki seninkiler nerede" diye karşılık verir bilge.
"benimkiler mi" der genç adam, şaşırmıştır.
"ben yolcuyum biliyorsunuz" der tekrar.
bilge "bende öyle" der.
kişinin kendisinin yapmaya cesaret edemeyeceği bir işi, bir başkasına yaptırmaması lazım. Bırakın camlar tozlu kalsın, yüksek katlarda oturanların.
çok üzücü bir olay. evlerine temizlikçi alıp, kendilerinin çıkmaya cesaret edemedikleri cama, temizlikçilerini çıkartırlar. ne yapsınlar onlar da parası için mejbur kalırlar.