muhtemelen çorbadan başka bir yemek alacak parası olmadığı için karnını ekmekle doyurmaya çalışan öğrencidir. helal olsun tutumlu işini bilen öğrencidir.
katık etmek deyimidir. Bir yiyeceği başka ucuz veya daha çok olan yiyecekle yiyerek karın doyurma sanatıdır.
evde kalan son salam dilimini 38 parcaya bölerek yarım ekmeğe döşemek gibi.
amaç yemek yemek değil, sınırlı bütçeyle karın doyurmak olduğu için gayet olağan bir durumdur. restaurant sahibi aşina olunan bir insansa, öğrenci doyurduğunu düşünerek kar amacı gütmeden porsiyonları bol kepçe, salatayı ortaya büyük tabak, ekmekleri dilim dilim değil, bütün bütün vererek idare eder. hem siz rencide olmamış olursunuz hem de karşı taraf yaptığı iyiliği kar haznesine yazmış olur.
kredi için ayın yedisini bekleyen ve cebindeki son parayı da çorbaya vermiş ayın altısındaki öğrencidir. iki ekmek yediğine göre ayın beşide olabilir. *
çulsuz kalan her öğrencinin hayatta en az ben diyeyim 5 siz deyin "x" defa yapmış olduğu karın doyurma tekniğidir. çünkü cepta kalan son 10 papelle bir 10 gün daha idare etmek durumundadır bu gariban. para haftaya yatacaktır o güne kadar sidik zoruyla işi kotarmak elzemdir.
tabi para yatınca ilk iş iyi bir lokantaya giderek "çek bi buçuk tereyağlı iskender, bi de kola vs" türünden emirler yağdırmak olacaktır.
karnını ucuz ve güzel yoldan doyurmanın hilesini bulmuş öğrencidir. şahsen bende arkadaşlarımla yazlıkta geceleri gerçekleştiririm bu eylemi (bkz: gecenin bir yarisi acikmak). sabahlarken birebirdir. zaten siz çorba içmeye değil ekmek yemeye gidersiniz. ekmek kuru kuru yenir mi hiç? (tamam bende dahil birçok kişi yiyor ama çorba var. kuru ekmeğe o kadar para vermezsiniz)
parası az, karnı açtır, devlet okulunda/üniversitesinde okuması muhtemel, burs alabilecek koşullara sahip kısacası öğrenci gibi öğrencidir işte lümpen değildir. Anne babaların öğrencilik yıllarını ders olsun diye anlattığı gibi yaşamaktadır. risotto üstü turta yiyen öğrenci modelinin zıttıdır.
bir tas çorbayla doyulmayacağını bilen işletme sÂhiplerinin kızmaması gereken öğrenci. zir kızmayanını en azından trip atmayanını görmek zordur.
çocuk çorbayı ekmeği bana bana içer. çorba biter, tasa girişir, bir güzel sıyırır. neredeyse yeni yıkanmış gibi duran tası masada bırakır, bir de boşalmış bir ekmek kutusu eşliğinde... Âbiye parayı uzatır, bir bakış yer, anlamamazlığa verir ve yoluna gider.