"bu anlatacagim olayin ustunden on sene gecti ama eger kendisi sozlugu okuyor ve okurken sinirden tirnaklarini yiyorsa muhtemelen hatirlar.
sumeyye hanim ile yasitiz. ayni sene liseyi bitirdik ve ayni sene yurtdisina egitim almaya gittik. tek fark, bana bursu devlet degil; alninin teriyle calisan babamin vermis olmasiydi.
neyse, yurtdisina basvuru yaparken okul evraklarinizin, diplomalarinizin vs. yeminli tercuman tarafindan cevrilmis noter tasdikli kopyalarini isterler. ben de kadikoy'de buldugum bir tercumana islerimi yaptirmak icin gittim. tercuman "su gun gel, hazir olur" dedi. ben de buna gore diger islerimi ayarlamaya koyuldum. vize, doktor kontrolleri, zart zurt... hepsi zaman alan ve teferruatli isler...
gel zaman git zaman aradan bir kac hafta gecti ve tercumandan evraklarimi alma gunun geldi, dayandim kapisina. ama kadin "cok yogunuz, sizinkiler daha bitmedi" gibi gudik bir cevap verdi. ben de neden arayip haber vermedigini, beni musgul duruma dusurdugunu, islerimi bugun alacagim evraklara gore ayarladigimi izahat etmeye calistim.
tam bu tartisma sirasinda, ofiste cay icip kurabiye yiyen turbanli bayan yerinden kalkti ve bana dogru geldi. kendisini tanimiyordum, cok sonradan ogrendim ki sumeyye sultan ve anasi emine hanim ile muhatab olmusum. aramizda soyle bir diyalog gecti:
sultan: amaaan, baska yere gidin memnun degilseniz.
ben: efendim?? :/
sultan: tercuman benim islerimle ilgilenecek. madem cok acil isin, baska yere git. anladin mi?
ben: ben evraklarimi haftalar once getirdim, bugune almam gerekiyordu. bu benim ve tercumanin arasinda gecen bir sey, sizi alakadar etmiyor.
sultan: offf, sen benim kim oldugumu biliyor musun???
emine hanim iceriden: hadi kizim, sen baska yere git, bizim isimiz cok acil. neyse parasi biz veririz.
sultan: fazla konusma da al su parayi ve bas git baska kapiya. (sirak diye para firlatti!)
parayi almadim, evraklarimi istedim ve gayet ezik bir sekilde baska tercumana goturdum.
baska herhangi bir yorum yapmadan, sumeyye hanim'in terbiye seviyesini size birakiyorum."
bu hanım kız şimdi mağdurum rolü kesiyor. yedik mi ? hayır...
bi gün kemalle oturduk çay içiyoruz. sonra devlet girdi kahveden içeri. düşündük ne yapalım ne yapalım...dedik recebi çağırıp okeye dönelim. bu da böyle bi anımdır işte.