Eşinin ve çocuklarının hayatını zehir edip kendini kurtarmayı planlayacak kadar bencil bir insanın boş lakırdıları. Ha gideceği yerde ne kadar rahat olacak orası da ayrı bir mesele.
Kaç kişi var lan bu sözlükte? En az 2000 yazar yok mu? Herkes gönlünden kopanı verse hallolmaz mı bu sorun? intihar ne lan!? Delikanli adam intihar eder mi? Hem de şu soktuğum dünya yüzünden. Her derdi olan intihar etseydi ne olurdu dünyanın hali? Ardinda iki gozu yasli cocuk birakmak kadar kotu hicbir sey yoktur emin olun. Git hapislerde yat ama o cocuklara soruldugunda "babam intihar etti" dedirtme arkadas. Ne yaparsan yap bunu yapma.
moderatörlerin filan araştırmayacağı mektuptur. intihar ederse bu başlık meşhur olur. alkış alkış alkış!? tabi herkes rol keser eğer eylem gerçekleşirse. burada yazılanları gören samimi arkadaşları dışında alayı üzüldük babında methieyeler düzer. zira bu devir düşene bir tekmede sen vur devridir. kimsede bu mektup yazıldı diye saçını başını yolmuyordur. herkes benimde başımdan geçti bende benzer cümleler kurdum modundadır. insanların çooook büyük bir kısmı bencildir. bencil olmayanlar bu gezegende zor yaşar.
mektubun hangi amaçla yazıldığı ya da doğruluğu hakkında bilgim yok. lütfen bir kesim yazar grubu endişeleniyormuş gibi yapmayı kesin amk. illa bir şeyler yapmak istiyorsanız adamın takipçilerinden o na ulaşabilecek olanlar varsa o nu araştırın.
ayrıca bir insanın yaşamla bağlantısı kalmadı ise o na küfretmek kadar manasız bir şey yoktur. karısı, çocuğu varsa bile.
eğitimsizliği, pedagojiden yoksunluk sözlüğün damarlarına işlemiş. şu başlığın altına yazılan onca entry. bazı istisnalar dışında ne boş?! ne alalade!?
baba intihar edeceksen ya da etti isen mektubunu ya da notunu en yazılmayacak yere yazmışsın. burası sanal dünya. burası pikseller içinde duygularının kaybolacağı bir alan.
buralar bu gezegenin tutanamayanlarının ve tuttuğunu koparanlarının saçma hülasasından ibaret.
sokaktaki kediye, köpeğe derdini anlat ondan helallik iste. intihar eden irinin helallik isteme çelişkisinide geçtik.
karına ve çocuklarına neden ölmek istediğini anlatan dilinin döndüğünce bir mektup yaz. son paranı notere ver ve şu tarihte okunmasını istiyorum filan de. gidişini burada anlamsızlaştırma.
abra kadavra.
Sanırım intihara sürükleyen sebep maddi çıkmazlar. Borçlar, hacizler vs. Dostum ülkede milyonlarca insan bu bataklıkta. Hiçbir borç canından kıymetli değil. En fazla alır hapse atarlar, kimse borç yüzünden idam edilmedi, sen niye öleceksin?
Sen çalış çoluk çocuğuna bak, borcu ödeyemiyorsan dursun, para vermeseymiş götverenler. Ayrıca imam-ı Gazali şöyle der; "Zavallı insanoğlu ! Eğer fakirlikten korktuğu kadar cehennemden de korksaydı ikisinden de kurtulurdu.."
Babamın da yüklü miktarda borçları var, o borçları nasıl ne şekilde yaptı tahminlerim çok, ona kızıyorum, eve iki günde bir bankadan kağıt gelmesine artık alıştık ama babam beni, annemi ve kardeşimi bırakıp gitse onu asla affetmezdim, yaptığı borçları, kadınlara yedirdiği paraları, haram yere harcadığı rızkımızı affederim ama bırakıp giderse asla. Yapma. Belki de hayattaki tek dayanakları sen olan insanları yarım bırakma...
Sırf kendini düsündügün için kolay olanı sectin tabiki ne kadar zorda olduğunu canının yandiginı bilemeyiz ama senin geride bırakip gitme lüksünün olmadığı bi ailen var sen kendin için onlardan vazgeciyorsun.
Yaz dostum. Siir yaz, yazi yaz ama biseyler yaz. Su anda icinde bulundugun psikoloji inanilmaz farkli. Su anda yazdiklarin inanilmaz ozel ve samimi. Bu firsati kacirma.
Dunyanin en buyuk yazarlari normal degildi. Hepsi ama hepsi garipti. Sen de garipsin su an. Hayata bakisin, algilayisin, her seyin farkli. Kimsenin duyamadiklarini duyarsin, kimsenin hissedenediklerini hissedersin.
Bir donem ben de senin gibi dusuncelere kapilmistim. Fakat intihar etmeyi dusunmedim. Cok cikmazdaydim. O zamanlar yazdiklarimi bir daha asla yazamadim. O zamanki dusuncelerime bir daha asla erisemedim. Cok kotuydu ama bu kotulugun icinde oyle bir sifirlanmislik hissi vardiki iste o paha bicilemez bir deger.
Sonra her sey duzeldi. Evet bedelini odedim ama duzeldi iste. Sunu anladimki bu bazi insanlarin hayatinda donem donem yasanan dogaustu bir olay. Sen sadece sabret. Allah bir yol acacaktir.
Çocuklari hatrina yapmamasi gerekilen eylemdir. Olur insan bazen kendisini dusunmeyebilir ama ardinda birakilan seyleri kesinlikle dusunmeli.Allah yardimcin olsun kardesim .
yapmayın şunu arkadaş yapmayın.
yüzde 99 trollemek niyetiniz biliyorum ama, yüzde 1 olan ihtimal bile üzüyor insanı. en azından beni üzüyor.
diyelim ki niyetin doğru.
yapma!
o iki çocuğa bunun hesabını veremezsin.
yapma.
kolay olanı değil, zor olanı seç ve onlara bu acıyı Yaşatma.
Sanırım vakit yaklaşıyor. Bunu kalemin her otuz saniyede bir istem dışı elimden düşmesinden yola çıkarak söylüyorum. Lanet olsun, yazdığım ilk sayfa tamamen kana bulandı. Olay yeri inceleme ekiplerinin ne yazdığımı okuyabilmek için kağıdı kimyasal işlemlerden geçirmesi heyecan verici olacaktır. Eğer geri gelebilseydim, onların bu işlemlerle uğraşırken arkamdan ettiği küfürleri duymak isterdim. Eğlenceli olacağı kesin. Biriken kan, masadan taşarak halıya damlamaya başlıyor. Annemin en sevdiği halısı mahvoluyor. Bu kez utanmıyorum. Ne de olsa gidiyorum. Saatin tik takları, kanın yere çarptığı anda çıkarttığı ‘şıp’ sesi, koridorda yankılanan cızırtılı “Don’t Cry.” Bu bir insanın müzisyen olmadan yaratabileceği en kusursuz senfoni orkestrası. Mozzart’ın, Bach’inkilerden eksik yanı, kendinize has bir orkestra olması. Seyirci yalnızca kendinizsiniz. Bu daha özel kılıyor bu konçertoyu.
Kapı çalıyor… Birileri kapıyı öfkeyle yumrukluyor. Kafamı masanın üzerine usulca koyup, geride bırakacağım sevgilimi düşünüyorum. En çok özleyeceğim şey masmavi bir çift göz olması, hayatımı yeterince iyi yaşayamadığımı gösterir gibi duruyor fakat ben bundan rahatsız değilim. Gözlerimin kapanmasına engel olamıyorum. Dudaklarımdan kendimin bile duyamadığı bir fısıltı, hafif bir tebessümle karışıp orkestraya karışıyor. Müzik daha bir derin geliyor. Daha anlamlı. Koridora vuran güneş daha bir koyulaştı gibi. Ben hala geride bırakacağım sevgilimi düşünüyorum. Güzel günlerimiz olabilirdi eğer insanlık jileti yaratmasaydı. Gözlerim biraz daha kısılıyor, biraz daha donuk bakmaya başlıyorum. Haftalardır tezgahta duran bir orkinos gibi ölü bakıyorum. Yüzüm iyice kireçleşiyor. Biri kapıyı daha da öfkeyle yumrukluyor. Sanki savaş davulları çalıyor gibi. Gözlerimin önünden minik bir kan nehri geçip burnuma değiyor. Biraz demir biraz alkol kokuyor. O nehirlerde avlanan korsanlar görmek güzel olurdu diye düşünüyorum. Konçerto, alkol, sigara, müzik, tebessüm. Mükemmel ölüyorum. Tek eksik var içimde, tutamadığım bir sıcak el. En çok özleyeceğim bir çift mavi göz.
Kapı daha bir şiddetle vuruluyor. Ve kırıldı…
içeri birkaç adam giriyor tanımadığım ya da gözlerim fazla flu gördüğü için tanıyamadığım. Üzerime doğru koşarlarken artık veda vaktinin geldiğini anlayıp hafif bir tebessüm ile gözlerimi kapatıyorum. Sanki beni kovalıyorlardı da ben kapıyı yüzlerine çarptım gibi. Gözlerimi kapatırken en çok bir çift mavi gözü özleyeceğim aklıma geliyor. Gözlerim kapanıyor.
Bir ruhun yaşamak için oynadığı oyundur,son bir şans ister bulunduğu bedenden. Her şeye rağmen tüm canlılar yaşamak için varlar ve bunun için her şeyi yaparlar. Sen de yapmalısın.
Ben seni anlıyorum güzel kardeşim. Hem de çok iyi anlıyorum. Sen artık öyle bir dereceye gelmişsin ki, kaybedecek bir şeyinin kalmadığını düşünecek boyuttasın. Evet, kaybedecek bir şeyin yok belki; ama kazanacak çok şeyin var.