30 Mart pazar günü oy kullanmak üzere oy kullanacağım sandığın yolunu tuttum. pazar günü olması nedeniyle sabah rehaveti yapılmış ve saat 14 olmuştu. sandığın bulunduğu sınıfın önüne geldiğimde uzun bir kuyrukla karşılaştım. oysa diğer sandıklarda kimsecikler yoktu.
"neden böyle", "sandık kurulunun hepsi kadın, ondan", "muhtar kime versek" yorumları arasında, belediye başkan adaylarından ikisinin hukuksuz ziyaretleri ve bölgede çalışan bir hekim olmam nedeniyle bolca selamlaşma,muhabbet arasında birbuçuk saat bekledim.
en nihayet girdim sınıfa ve uzun kuyruğun nedeni anlaşıldı. sandık kurulu belediye ve muhtar seçimleri ayrıştırmıştı. bir bölmeye girip belediye, büyükşehir ve meclis oylarını kullanıp sandığa atıyordunuz, sonra muhtar seçimi için ayrılmış bölmeye girip muhtar için oy kullanıyordunuz. bu sandıkta hiçbir karışıklığın olduğunu sanmıyorum.
bu kadar basit. kuyrukta beklemekten sıkılanlar "dört kadın" eleştirileri yapıyorlardı, akıllarınca beklemenin "kadın aklı"ndan kaynaklandığını söylüyorlardı ama meğerse o "dört kadın" en doğrusunu yapmış.
günlerdir muhtar oylarıyla, belediye oylarının karıştığından kaynaklı itirazları duyuyor, okuyorum. o "dört kadın"ın akıl ettiğini koskoca ysk akıl edememiş, düşünememiş.
o "dört kadın"a buradan saygılarımı sunuyorum, onların aklına gelen çözüm neden ysk'nın büyük büyük ünvanlı hakimlerinin aklına gelmemiş, merak ediyorum.