Yalnız sinemaya gittiğinizde ve filmi kendi kendinize yorumladığınızda, harika bir kitap okuyup bunu kimseyle paylaşamadığınızda, özel günlerde arkadaşlarınızla yaptığınız planlarınız iptal olduğunda, birinin size sımsıkı sarılıp her şey yoluna girecek demesine ihtiyacınız olduğunda ve daha bunlara benzer bir çok durumda denilen anlardır.
aylar önce bir mavi kazak almıştım, giyiyim de o'na yakışıklı görünüyüm, kendimi iyi hissedeyim diye ama onu göremeyince giymek gelmedi içimden. o kazağı giydiğimde yakasını düzeltse bile yeter. o anı çok isterdim. sevgilim olmasa da olur.
iş çıkışı sevgilisini bekleyenlere ağzı açık ayran budalası gibi baktığımda. vardı da kıymetini bilemedik müstahak bana geber yalnızlıktan cesedini belediye bulur.
icerisi sicak olmasina ragmen yatakta kat kat, tir tir titriyorum. su an cok isterdim kollarinin altina sarip uzerimi ortsun, opup koklasin nefesiyle uyutsun.
her beşiktaş maçına gidişimde olandır. ulan ne güzel millet sevgilisiyle geliyor gol oluyor birbirlerine falan sarılıyorlar biz arkadaşlarla birbirimizin üstüne çıkıp kafasında sigara falan söndürüyoruz.
askerde olmuştu bana. sevgilisi olanlar ankesorlu telefonlarda sira bekleyip dakikalarca konuşuyorlardi. sonra yemib torenine de gelmisti bazilari. o zaman hissetmistim eksikligini. tabiki herseyin hayirlisi olsun, olanda ömürlük olsun.
kodumun tunalısında bir yılbaşı akşamı kızılaya doğru yürüyorken ne kadar yalnız olduğunuzun aklınıza fil gibi oturduğu andır.
affedersiniz ama sikeyim sizin yeni yılınızı derler adama, gidin evde sevişin birader bu soğukta ne bokuma sokaklardasınız diyerek 3 gün sonra yeni yıla giriyor olucam.