sevgiliniz, yanınızda yokken*, binlerce kez daha fazla özlem duyduğunuz hede... bir de onun uyuyuncaya dek hem sımsıkı sarılıp hem de ninni söylemesi vardır ki... dadından yinmez. ağlatır her hatırlandığında...
(bkz: aşk)
(bkz: özlemek)
(bkz: orgazmdan daha zevkli anlar)
dokunmak, sevgi gösterilerinin en farklı olanıdır. tensel bir paylaşım, bazen sözlerin yapamadığını yapar ve sevgi ifadelerinden daha kuvvetlidir. sarılmak da dokunmanın farklı bir türüdür. birine sarılınca kalp atışlarını duyarsınız, sıcaklığını hissedersiniz, kokusunu içine çekersiniz. bir tür sihir gibidir. bu durum da insanın, karşısındaki insanla olan ilişkisine olumlu etki eder.
beden dilinin bir parçası ve karşımızdakine sevgimizi göstermenin de en geçerli yollarından biridir sarılmak...
doğumdan itibaren bir ihtiyaçtır. mesela Bebek, annesinin cildiyle temasının rahatlatıcı olduğunu hisseder. Onun sıcaklığı ve ona yaslanmanın rahatlığını yaşar. Bu da, bebeğe güven duyabileceği kişinin annesi olduğu duygusunu verir. Yaşamımızda anne sıcaklığını hissetmemişsek, anne hiç sarılmamışsa sonraki dönemlerde dokunabileceğimiz, rahatlığını hissedebileceğimiz bir insan ararız.
şefkatin göstergesidir, sevgiyi aktarmanın en güzel yolu, en etkileyicisi... Sevgiyi o sarılışlardaki elektrikle aktarırken, bir perinin tılsımlı çubuğu değmişçesine yarattığı histir... içten sımsıkı sarılmanın sevgi ile harmanlanmış büyülü sıcaklığı, sarılmak, yakın olmak demektir. Hissetmek, anlamak, anlamlandırmaktır.
anneyi, babayı, çocukları, sevdiklerimizi kucaklamak, sarılmak, dokunuşlarla ifade etmek sevgiyi ne güzel şeydir.
birisine 20 saniyeden uzun süre sarıldığınızda, beyinde “sosyal bağlanma”dan sorumlu oksitosin hormonu salgılanıyor ve böylece bu kişinin size daha çok güvenmesini sağlıyorsunuz.