şehri degilde içindekileri aileni arkadaslarını sevgilini ve guzel anılarını ozlemektir bir sehri ozlemek.
daha sonra gun gelir icinde onlar olmadıgı zaman o sehirde olsanda yine ozlersin o sehri.
eskisehirdeyken eskisehiri ozlemek gibi.
cok zordur. her seyini özlersin en pis kösesini bile o sehrin. sokaklarin da yürümeyi, normalde o sehrin en uyuz oldugun seyleri bile özlersin. Sehri düsününce oraya gittdigimde yeri topragi öpecegim dersiniz, degerini anlarsiniz.
soğuk bir gecede mevzi nöbeti tutarken, kars ın karanlığı içinde yanan bir kaç sokak lambasını, boğazdan geçen gemi ışıklarına benzettiğin anda sol gözünden süzülen gözyaşının tuzlu tadıdır bir şehri özlemek.
istanbul'dur bu özlenen şehir. yüzdört gündür uzaktasınızdır bu diyardan. şu anda bulunulan kentin herşeyiyle bir karşılaştırma yapılır durmadan. beğenilmez bulunulan konum. ilk fırsatta bir tatil olsa da gitsek denir hep. istanbul'un kötü yanları da burnunuzda tüter. otobüslerde saatinizi harcamaya, yemek niyetine simitle karnınızı doyurmaya, asıl evinizden uzak kalmaya razısınızdır. öyle bir özlemdir ki bu, yarım kalmışlık hissi vardır daima. ait olunmayan ve alışılamayan bir kenttesinizdir. yuvasından kopmuş biri gibi, savunmasız gibi.