minimal hatta mini mal bir denemedir bu. edebi anlamda değil, harbi harbi deneme. elim kolum bağlı filmindeki gibi kaç gün mastürbasyon yapmadan yaşanılabileceğinin şiirsel denemesi.
bir sana doyamadım sevgilim bir de sabah ereksiyonlarına. annem beni bakkala göndermek için uyandırdığında ereksiyonumu saklayamamamın masumiyetiydi, senin beni gözlerimden öperken takındığım masumiyet.
bir sana doyamadım bir de sabah ereksiyonlarına cici kız. "başı kapalılar benim kasetlerimi almasın" diyen çelik'in şarkısında anlattığı cici kız değil. benim cici kızım. ilk orgazmımdaki şaşkınlıkla aynıydı beni ilk kez öptüğünde gözlerime yerleştirdiğim mahcubiyet. harbi, ilk öpen sendin. neden mahcup olan ben oldum?
bir sana doyamadım bir de sabah ereksiyonlarına sümüklü kız. hep akardı sümüğün. hatta, sen kazağının koluna silerdin sümüğünü. yediğin dahi olurdu. işte, senin sümüğünü yerken aldığın haz ile seni izlerken hissettiğim haz aynıydı.
bir sana doymadım bir de sabah ereksiyonlarına çatlak kız. kafadan çizik. her yıl, aşkımızın en hararetli döneminde bizi 15 günlüğüne ayıran milli eğitim bakanının şişko göbeğinden kurtulmak için çare arayıp da bulamayışı gibi sensizliğe çare bulamamam aynı kapıdan farklı dünyalara çıkardı.
bir sana doyamadım bir de sabah ereksiyonlarına ruhuma huzur veren tek nesne. gürültü yapmana karşın huzur verirdin ruhuma. kendimi keşfederken ben, gizli kristof kolomb um sendin. gemileri yakan tarık bin ziyad ile aynı çaresizlik denizinde yüzmemin tek nedeni seni zamansızca kaybetmemdi.
