'bir şu şu şu olarak bu bu bu' kalıbından nefret etmeme rağmen, ' bir şey bir şey bir şey olması' kalıbından ölesiye nefret ettiğimi farkettim ve 'toplu girilen kavganın grup samimiyetini geliştirmesi' olarak değil de böyle açmayı uygun gördüm başlığı.. her şeyden nefret ediyorum lan.. dallama bir herif oldum çıktım..
nedir tanım, şudur: yeni yeni birbirleriyle sosyalleşmeye başlayan bir erkek çocuk/ergen/delikanlı/baya adam grubunun, beraber bir kavgaya girmeleri neticesinde zamana bağlı olan kişilerarası samimiyetin gelişme sürecinin hızlandığını iddia eden bir savın, başlık olması için bir tamlamaya oturtulmuş halidir..
bizim de başımızdan geçti.. güzel bir şeydir bence..
üniversite birinci sınıftayım.. atladık tabi hemen fakülte basket takımına.. kendime güvenim tam.. zaten girdim de.. ego samanyolu galaksisi civarlarında seyrediyor.. takımda benimle aynı sınıfta olan bir-iki çaylak oyuncu daha var ki zaten arkadaşlarım hepsi.. ama işte daha şu an ki kadar samimi değiliz, ilk aylar lan.. işte şu anki samimiyetimizi de belki o sırada bilmediğimiz olacaklara borçluyuz diye bağlamayı düşünüyorum yazıyı zaten..
ama gel gör ki benim kafamdaki takım ortamıyla, realite tutmuyor hiç.. ben başrolde benim olduğum, daha ilk senemde kaptan olamamışım ama hani olur ya herkes bilir asıl kararları kim verir, işte o arkadaki sessiz adam kalıbına girdiğim bir gençlik filmi beklerken, koçun bile olmadığı, iki-üç ukala herifin (ki şimdi hepsi can-ciğer dostlarım, tespitim çok iyi olm işte) arkadaşlarını kayırdığı bir ortam buluyorum.. ego statosfer seviyesine düşüyor ancak ama..
neyse efendim, bu adamlar biz yeni gelenleri zerre sallamıyorlar.. kendileri oynuyorlar, yeniyorlar, yeniliyorlar.. işte bir boydan ötürü ben biraz dikkat çekmişim de kendimi göstermişim, dakika alıyorum.. o kadar.. takım içi bir bütünlük yok, bir kıllık var daha ziyade.. ta ki o güne kadar..
işletme-veterinerlik maçı.. veterinerlik işletme'den nefret eder.. gerçi istanbul übiversitesi'nde işletme dışında her bölüm işletme'den nefret eder.. kendilerine göre sebepleri var.. ama her maçımız bir sinir harbi, bir celtic-rangers derbisi adeta..
bu maçta da benzer tartışmalar, atışmalar, sertliğe kaçan faüller söz konusu.. hele bir pivot var ki uğraştığım, adamın boy 2.05 en de 1.60 en az.. omuzlar falan da kıllı.. herif resmen 300 filminde pers ordusunun değişik değişik diyarlardan sparta'lıları yıldırmak için getirdiği bilimum mahlukata benziyor.. dirsek falan atıyor devamlı bir de ama bunlar basketbolda olan şeyler olduğu için ses çıkartmıyoruz tabii.. bir de tırsıyoruz çıkışta sker belamızı diye.. çoğul konuşmaya gerek yok, benim bu.. ben de bir iki dirsek sallıyorum işte o kadar.. zaten farkla da öndeyiz..
kaptanımız yedekleri oyuna alıyor, çoğu da benim arkadaşlarım, o çaylak tayfası işte.. bir tane de veteranlardan canı sıkıldığı için hala oyunda olan abimiz var.. işte o abimiz artist bir hareket yapıyor maçın bitimine 3 saniye kala.. hareketi yiyen herif de bir yumruk patlatıyor sinirden, adamımıza..
karşı takımın yedekleri hücum ediyor sahaya.. e biz de boş duramayız tabii ki..
dalıyoruz sahaya.. benim hemen gözüm o fil yavrusunu arıyor.. niyetim kavgada olabildiğince ondan uzakta rol almak.. ama bir bakıyorum ki bu herif, benim arkadaşlardan en çırpısının tutmuş kafasını, boğazlamakta.. durmak olmaz.. gidiyorum yanına, ilk başta yeminle omzuna 'abi bi dur' deme namına dokunduruyorum elimi.. duymuyor, durmuyor.. etrafa bakınıyorum, bir meydan muharebesi, herkes kendi rakibinde.. baktım çocuk gidici, balık gibi çırpınmaya başladı, gözümü karartıp kafasını çeviriyorum herifin bana, patlatıyorum yumruğu sol gözüne..
adam bizim herifi bırakıyor, daha doğrusu fırlatıyor.. arkadaşım kadrajdan çıkmışken, bana doğru gelen, sakallı bir tank görüyorum.. gözü falan da açılmış.. ebemi skçek suratından belli.. ben de işte olabildiğince ayakta durmaya çalışacağım, neyse ki ilk yumruğu patlatmışım şeref sayısı olarak.. herif beni itiyor, ve ben arkamda yatmakta olan bir başka herife takılıp yere düşüyorum.. (valla)
iş ciddiye biniyor.. yerdeyim ve bu yüksek lisans tarzanı beni öldürmeye geliyor.. benim hayatım gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçmeye başlıyor.. ben iyice sinirleniyorum lan bana ne 5 yaşımdaki doğumgünümden, herifi görmek istiyorum ben.. hala umudum var, kurtulmak adına.. işte o an.. off tüylerim yine diken diken oldu..
ne mi oluyor o an? takımda devamlı kavga ettiğimiz, laf dalaşına girdiğimiz, beni zerre sevmeyen en kılından iki dördüncü sınıf, yarmayı bloke ediyor koşarak.. hayatımı kurtarıyorlar resmen.. artık o andan itibaren kardeşlerim lan onlar benim.. dokunanı harcarım ulan.. (bu mevzubahis herif dokunmaz işallah sadece bir daha.. bir kere yeter lan o korku)
yaa demek ki ne oluyormuş? böyle kavgalar, an itibnariyle öldürücü olabildikleri gibi, arkadaşlıkları kardeşlik seviyesine taşıyabiliyorlarmış.. o gün hükmen yenik sayıldık ama sonra gerçek bir takım olduk.. her maçımızı aldık..
uyazıyı da okudum, acayip korkak bir herifmişim lan.. tiksindim kendimden.. ben ehr türlü döverdim o adamı zaten.. döverdin diyin ulaaaan..