en büyük hayallerimden biridir. cebimde param altımda arabam olucak. kapatıcam telefonu düşücem yola. bastığım gibi sessiz sakin bi sahil kasabasına. şöyle 1 hafta herkesden uzak sessiz sakin. oturucam tek başıma denize bakan varoş bi balıkçıya. atıcam 3 4 tek. Dalgaların sesi arkadan da bi müzeyyen senar .
bezginliğin, öfkenin, can sıkıntısının, diyalogsuzluğun yorduğu ruhunun erimesini engellemek isteyen insanın bulduğu çözümdür.
arkanıza bile bakmadan, uzak bir şehirde sessizlik aramaya gidersiniz.
Kendini hic bi yere ait hissetmeyen kendi kimlihinde kaybolmus mutsuz insan istedigir.bilmezki gitti yerde gene ayni sorunlari yasayacak kultur ne kadar farkliplsada etsene kendisinden kacamayacagi icin gene mutsuz olycak
Sorun insanlarda yada yasadigi yer degildir sadece kendisidir.
Ama genede dusunesi bile her zaman guzel gelir
her insanın hayatında en az bir kere yapmayı düşündüğü eylem.
Kimseye haber vermeden çıkmışsın kapıdan. Tüm derdin tasan arkanda.
umutların, düşlerin, planların seninle birlikte yeni bir yolculuğa yelken alıyor.
bunu yapacak kadar cesaretli olsak zaten kimseye haber vermeden çekip gitme raddesine gelmezdik.
Dönem dönem çok büyük hayal kırıklıkları içerisine giriyoruz. Çevremizde onlarca kişi olmasına rağmen yalnızlık hissediyoruz. Cesaretimiz ve mücadele edecek gücümüz olsa herşeyi atlatabilecek kapasite olurdu zaten çekip gitmeyi düşünmezdik. Cesaret olmadığı için çekip gitmekte sadece düşüncede kalır yine o hayatı yaşayıp kendimize zindan etmeyi başarırız. Gitmeyelim yoldaşlar inadına durup mücadele edelim ve dimdik duralım. Yıkılmamızı bekleyenlere inat gülelim ve kazanalım bu hayat mücadelesini. Hadi gazamız mübarek ola...
yıllardır insanlara iyi niyetle, hoşgörüyle yaklaşıp insanların tepesine çıktığını fark etmiş kişinin sim kartını kırıp, telefonunu parçalayıp, estetik ameliyatla yüz ve vücudunu değiştirtip, bir sırt çantası ve boşalttığı banka hesabıyla gerçekleştirdiği aktivite.
bir zaman sonra insan artık dayanamıyor, yoruluyor, sıkılıyor ve kalmak için sebep bulamıyor. sonunda da yola düşüyor. arkasına bile bakmadan, öfkeyle, hüzünle...
(#12272342)' nin devamı mı bu acaba ? zaman zaman insanı isyan ettiren, donuk, sevimsiz bir şehirden ötürü mü ? insanı yalnız bırakan kırıcı arkadaşlardan dolayı mı ? sebebi ne olursa olsun, bu fikir ilk aklına geldiği zamandan itibaren daha az insan tanımak ve daha çok gitmek, uzaklaşmak isteyebiliyorsun.
insanın üstüne üstüne gelen, renklerini, heyecanını öldüren, kalbi taşlaştıran şehirden, bir sabah, daha gün ağırmadan, bir iki parça bavul ve biriktirilmiş parayla, kimseye gideceğini bildirmeden çekip gitmek.
anıları silikleşmiş, duyguları körlemiş bir yaşantıya yeni anılar kazandırmak, duygularını tazelemek için gerçekleştirilendir. unutulmuşluğun gölgesinde yaşamaktansa, yeni ve pırıl pırıl bir kumsalda yüzü okşayan rüzgara uyanmaktır.
bir sabah insanın kendine sorumluluklardan, dertlerden kaçarak yeni bir sayfa açmaya çalışmasıdır.
arkada anne, baba belki de eş ya da çocuklar bırakılacaktır.
kısa bir süreliğine gitmek iyidir. değişiklik iyidir ancak dönüldüğü zaman herşey daha kötü olacaksa yapılmamalıdır. zira herşey birikmiş ve büyümüş olacaktır.
Geri dönme ihtimali düşünülmelidir. gidildiğinde daha bebek olan çocuğun büyümüş bir şekilde " bunca zaman yanımızda değildin, şimdi mi aklına geldik " demesine hazırlıklı olmak gerekir giderken.
bir sabah uyanıp yeniden ve sıfırdan başlamak istemek herşeye...hiçbirşey almadan yanına çekip gitmek uzaklara,çok uzaklara... sessiz kalmak yok olmak yitip gitmek ardına hiç bakmamak mesela...yani bir sabah uyanıp yeniden ve sıfırdan başlayabilmek herşeye...
şu hayatta her insanın bir kere de olsa, delicesine yapmak istediği şeydir, bir sabah, ya da bir gece, orası fark etmez ama tam tabiri ile 'basıp gitmek'tir, nereye olduğunun, nasıl olduğunun ve neden olduğunun bir önemi yoktur, kim bilir ne de güzel olurdu, sadece bir sırt çantası ve rast gele alınmış bir tren biletiyle bilinmeze yolculuk, gelecekteki her şey meçhul, geçmişteki her şey ise mazi...
bir sabah, her sabah gibi bir sabah
sıçrar gibi bir kabustan
doğruluvermek yatağından
ve yüzünü bile yıkamadan
tek söz etmeden kimseye
bir simit alıp istasyondaki çocuktan
uyanan şehrin telaşını arkanda bırakıp
yeni günün bilinmezliğine karışıp
basıp gitmek
bir sabah...