insanın şaşırması ve hemen lavaboya kendini atması gerekir. yüzünü yıkarsın ve suratına tekrar bakarsın. değişiklik yok. hemen bir tuvalete gidip işersin. sonra tekrar aynaya bakarsın ve yine patlıcansın. ee bu noktadan sonra yapacak pek bir şey yok. kafka yine iyimser. böcek de olsa canlı canlıdır. peki dalından koparılmış acı bir patlıcan olmak nasıl bir duygu ha? hiç yaşadınız mı bu acıyı???
işte burada bol bol ahmet kaya'dan siz benim neler çektiğini nerden bileceksiniz şarkısı dinlenilmelidir. kapıyı çarpıp en kısa yoldan pazara inilmelidir. ahmet kaya da bizimdir, said-i nursi de. dur bu olmadı şimdi.
son zamanlarda en çok istediğim şeydir. ne güzel lan, akşam binbir dertle yat, sabahleyin bambaşka bi 'nesne' olarak kalk. dert, tasa kalmasın. ahh ah!
daha ne olduğunu bile anlamadan bir teyze kendisini eline alır, ovusturur, sağlam mı diye bir bakar ve poşete atar. gün ışığına tekrar çıktığında soğuk bir duş alır. ve bir de bakar ki karaciğerinin olması gereken yere teyze kıyma dolduruyor.