japon havayolu şirketi all nippon airways (ana), yolcularından uçuştan önce mesanelerini boşaltmalarını rica etmiş. yolcular bu ricayı kırmazsa, uçaklar daha az yakıt tüketecekmiş, karbon emisyonu düşecekmiş. karbon emisyonu, bunu hesaplayan japonların pek pipisinde değildir ama yakıt maliyetini düşürmek güzel fikir. olayın pipisinde mesanesinde değilim, yanlış anlaşılmasın. bu haberi okuyunca, "bizim havayolu şirketleri batar" diye dert edindim kendime.
şehirler arası uzaklığa bağlı olmakla birlikte, memleket semalarında süzülme süremiz ortalama bir saattir. havayolu şirketleri, uçuştan bir saat önce "alanda" olmamızı ister. paranoyak güvenlik kontrolleri, çekinler, boğrdingler derken; yarım saatimiz, bir yandan donumuzu kemerimizi toplayarak, bir yandan ordan oraya koşturarak geçer. geriye kalan süre, çiş ve kaka yapmamız için fazlasıyla yeterlidir. yani bizim havayolları, japonlar gibi "daan" diye söylemek yerine, "gelinim sen anla" demektedir. peki ya gelinler anlar mı?
uçak kalkıp, kemer ikaz ışığı söndüğü anda teyyare kenefi kuyruğuna giren adamlar var bu memlekette. uçağa alınmayı beklerken, karşı koltukta ipod dinleyen çıtırı kesip, cep telefonunun camını göbeğine silinceye kadar, tuvalete gidip yeri inletemeyen, göğü inletme telaşında.
- kaka yaptıklarını nereden biliyorsunuz kuzum, belki çiş yapıyorlardır.
+ meeeeeeeeee
yahu ne çişi, bunların tuvaleti işgâl ettiği sürede, bulgar baraj kapaklarını açıyor, su edirne'ye ulaşıyor. bu nasıl bir bağırsaktır, nasıl bir gazdır anlamak mümkün değil. biyolojik saatinin zembereği bozulmuş bu adamların. bu ekip amerika'ya gidince uçak körüğe değil vidanjöre yanaşıyor olmalı. bir saat kakasını tutamayan adam, biznıs uçmasın kardeşim, gitsin kuyruğun orada lazımlıkta otursun.
