insanlık , çağlar öncesine dayanan alışkanlığıyla hâlâ gerçeğin basit görüntüleriyle oyalanarak ,akıl almaz bir şekil Platon'un mağarasında oturmaya devam ediyor.
"abe alasın sevdiğine bi tane gül be"dir. Sonra kızın gözlerinden girer, saçlarından çıkar. Dualar eder, 'Allah sizi ayırmasın, karşınıza hep güzellikler çıkarsın' diye.
sabahın erken saatlerinde, fabrikanın sireni işçi mahallesinin ağır dumanlı havasını keskin bir çığlıkla çalkalayınca; ufacık kara evlerden henüz gevşeklikten kurtulamamış asık yüzlü insanlar çıkar, korkudan kaçışan hamamböcekleri gibi koşuşmaya başlar, sabahın o soğuğunda dar sokaklardan geçerek, pencerelerinden süzülen sarı ışıkla çamurlu şoseyi aydınlatan fabrikanın güvenli, yüksek duvarlarına doğru giderlerdi. "
frank schatzing'in "limit" adlı romanının ilk cümlesidir. "ı want to wake up in a city that never sleeps..."
ingilizce ifade frank sinatra'nın bir şarkısıdır. tercümesi( hiç uyumayan bir şehirde uyanmak istiyorum.) 1240 sayfalık harika bir romandır.
Anlatacaklarımı gerçekten dinleyeceksiniz,herhalde önce nerede doğduğumu, rezil çocukluğumun nasıl geçtiğini, ben doğmadan önce annemle babamın nasıl tanıştıklarını, tüm o david copperfield zırvalıklarını filan da bilmek istersiniz, ama ben pek anlatmak istemiyorum.