eski sevgilinin orda çalışması.
binanın 1. dereceden deprem bölgesinde inşaa edilmesi ya da heyelan tehlikesi olması.
dr. hannibal lecter'in aşçıbaşı olması.
her geldiğinde ve herzamanki siparişi verdiğin halde hep farklı hesap gelmesi.ve fakat nedense hesap hep yukarı doğru çıkıyor, hiç aşağı doğru inmiyorsa.**
verilen siparişin bir türlü gelmemesi. akabinde açlığın yükselttiği sinir katsayısıyla en yakındaki garsona "kardeşim on saattir bekliyoruz ! ben hayatımda böyle kötü servis görmedim !" şeklinde çemkirilmesi ve ardından gelen* "sen bana yetkili birilerini çağırır mısın arkadaşım ?" şeklindeki artistik hareketler...
tabi bu olan bitenden sonra "bu da benim buraya son gelişim !" diyerekten rest çekilir ve mekan terk edilir.
besin zehirlenmesi yaşamak. böyle bir olay yaşayanlar o yemeği yedikleri restauranta değil gitmek önünden geçmek bile istemezler. Kim ister di mi sabaha kadar hem kusup hem de tuvaletten çıkamamayı.
hamambocekleriyle dolu uzeri killi bir tabagin icinden yemek cikmasi, istenilen kutu kusmugun acma halkasi bolgesinde fare boku olmamasi, porsiyon sumugun yanina verilen yetersiz miktarda tukuruk, curuk yumurtalarin uzerine istenildigi halde topuk tozu serpilmemesi gibi nedenlerdir. kildan, tuyden yani..
zamanın birinde aslancak mcdonalds a gitmiştim. yanımda süper hayvan bir arkadaşımla beraber kasanın birinde sıraya girdik. o sıra yan kasa boşalmış. kasiyer kız sparişinizi vermediyseniz sizi böyle alayım diye seslendi bize. hayatında ilk defa bir kız tarafından davet almış hayvan arkadaşım ise kıza doğru yürürken ''buldun tabi bizim gibi kaymak çocukları, kasana çağırıyorsun. şimdi gelip kasanı açıcağız..'' şeklinde konuşmaya başladı. iki kasa arası toplam üç adım mesafede olduğundan kız tüm söylenenleri duydu. zaten elemandada aman kız duymasın şeklinde bir çekince yoktu. kızın kıpkırmızı suratını gören ben her ne kadar gollum şekline geçip kamburlaştıysam ve yüzümü gizlediysemde o sinirli bakışları ve arkadaşımın suratındaki o pis sırıtışı unutamam. sonra bir daha gitmedim oraya. yalan lan, gittim.
ankara cepa schlotzskys's'te pizza istenmiştir. pizza gelir ancak pizzayı katiyen ketçapsız yememiş olan beholderr ketçap ister garsondan. adam içeriye gider ancak sadece mayonez getirir. mayonezden tek başına nefret eden bendeniz, garsona "ketçap yok mu" diye sorar, ketçap kalmadı yanıtı aldıktan sonra ise, mağaza müdürüyle görüşmek istenir. gelen adam ise ketçap kullanmadıklarını söyledikten sonra sinirlenen beholderr, ikisinden birinin söylediği yalanın da etkisiyle bir daha o mekana girmemeye yemin eder. ketçap kullanmıyorlarmış...ahaha güldürmeyin lan beni.
aşırı ilgi. evet bazen bokunu çıkarabiliyolar. bırakın kardeşim şurda sevgilimizle iki dakika yiyişelim demekten kendinizi alamıyosunuz.
(bkz: yiyişmek)