musluğu kapar, kardeşimin yanına giderim. onu kucağıma alıp, telefona bakarım.. telefon elimdeyken kapıyı açarım. en son da çamaşırları toplarım.. zaten 1dakika da dursa bir, 10 dakika da dursa bir. ıslanıcak en nihayetinde.
Kapıya, iki dakka durmasını söylerim. Maksat ben burdayım ama şimdilik meşgulum manasında.
Veledi oyalarım sonra ilk, küçük yaşta bilincine yalnız bırakıldığı nakşedilmesin diye.
Telefonu sonra ararım diye direk sustururum, ki zaten hep öyle yaparım.
Musluğu kapatırım, ardından kapıya koşar koca bir merhabayla açarım.
Zaten ıslak olan çamaşırlar altı üstü kurumadan ıslandılar fikriyle, önce toplar, bi güzel sıkar, sonra yağmurun dinmesini beklerim.
önce kardeşimin yanına gider onu alırım, sonra kapıya bakarım, telefon o sırada zaten kapanır, kapıdaki tanıdıksa kardeşime bakmasını rica ederim değilse zaten kapıyı açmam sonra musluğu kapatır, çamaşırları alırım ve tekrar makineye atarım. bu mudur? budur. *
önce kardeş susturulur. Kardeş susunca koşarak telefona bakılır telefonda konuşurken musluk kapatılır. Sonra kapıya bakılır. Çamaşırlar zaten ıslandı o ana kadar. Az daha bekleyiversin nolacak.
Dipnot: vay arkadaş ne önemsiz bir cinsel hayatım varmış.
koşarak telefona bakarım. konuşurken kardeşime bi' tane çakarım o susar(susuyor)."geldiiiim!" diyerek kapıyı açar, biraz bekle diyerek koşup musluğu kapatırım. çamaşırlarda ıslansın kapıya baktıktan sonra kısa süreli programda tekrar yıkar, annem gelmeden asarım.
ne olursa olsun hemen küçük kardeşimi alırdım suyu kapatırdım telefonu açardım kapı ve çamaşırları sona bırakırdım. küçük kardeşimi güvenli bir yere bırakıp kapıyı açardım. kapıdan gelebilecek herhangi bir tehlikeden uzaklaştırmak için elimden geleni yapardım. telefon konuşmamı erken bitirip kapıyı açardım. bir anlık dikkatsizlik ile kapıdan gelebilecek tehlikeye karşılık veremeyip kötü sonuçlara yol açmamaya çalışırdım.
kardeşime, zırlamayı kes kapıya bak, diye bağırır ve musluğu kapatmaya giderken telefona bunca meşguliyet içinde açmaya değer birisi mi arıyor diye gözatar (bu doğrultuda açarım ya da açmam) ve musluğu kapatmakla birlikte küfürler eşliğinde balkona çamaşırları toplamaya giderken "kim gelmiş" diye kapıya da gözatarım, eğer aile bireyi ise zaten sallarım ve kardeşimi de "gel lan çamaşırları toplamama yardım et" diye sürüklerim. gelen farklı biriyse de, ne kadar farklı olabilirse... işte postalarım bir şekilde. zaten ya satıcıdır, ya komşu, ya da fatura bırakmaya gelen kişi, ya da postacı... her halükârda postalarım. en mantıklısı da bu gibi. sıralamaya bakacak olursak, kardeş=musluk=(telefon)>kapı>çamaşırlar