sabahın 7'sinde, hadi bilemedin 8'inde bok varmış gibi açarsın gözlerini. baş ucundaki telefona bakıp, saati gördüğünde üşenirsin, biraz daha yalnızlaşırsın. biraz daha uyumak istediğinde yatağın içinde, bir sağa bir sola develenip durursun. oysa ki evvelsi gün ''ulan yarın bir uyuyacağım var ya, köpek gibi'' dersin. olmaz, olmuyor, olmayacak işte. yalnızlık bir kanser,kalpten tüm vücuduna yayılıyor, görüyorsun. saati görmemezlikten gelip, uyumaya çalıştığın gibi, bu yalnızlık denen bokun vücudunun her bir hücresine kadar yayıldığını yediremezsin kendine. düşmanın bile yapmaz ulan bunu. sabahın 7'sinde hadi kaldırıyorsun da bu kadar da yüze vurmanın ne anlamı var be yalnızlık?