söz konusu kişinin beyni olması gerekiyor. aklını kullanabilmesi gerekiyor. kendisiyle dalga geçer gibi siyaset yapana oy vermemesi gerektiğini beyin hücrelerinin ayırt edebilmesi gerekiyor.
sözlükte görmeyi çok istediğim türden bir yazının güzel bir başlığıdır. hep söylediğim halde yine söyleyeceğim. devlet kurumu halkın asla yanında yer alamaz. bu, devlet kurumunun doğasına aykırıdır. halk sayesinde varolur ve varlığını sürdürür fakat halkın karşısındadır. tıpkı vücudumuza dış yollarla aldığımız bir bakteri veya virüs gibi. bizde yaşar ama bizi kemirir.
unutulmamalıdır, ortada bir parti varsa, devlet kurumuna bağlıdır ve iyi parti yoktur. halkçı parti yoktur. türkün türkten başka dostu yoktur sözünün doğrusu şudur; halkın halktan başka dostu yoktur.
neden partiler sadece konuşurken, parti taraftarı halk insanı, birbiriyle kavga eder ve hatta yaralar, öldürür?
neden savaşlarda devlet erkanı er meydanına çıkmaz da halkın evlatlarını piyon yapar? çünkü şah'ı piyonlar şah yaptı. ama o sizi ölüme gönderir.
neden iktidarı ele geçirince cepler doldurulur? birileri daha da zengin olsun diye mi oy veriyoruz güzel insanlar? zengin olmasını geçtim, haber alma özgürlüğümüzü oto sansür toplumu yaratarak kısıtlasınlar diye mi oy veriyoruz güzel insanlar?
ilgilendikleri tek şey vereceğiniz oy. ne sakat kalmış çocuğunuzla, ne işsiz kalmış kardeşinizle, ne eşcinsel arkadaşınızla, ne de başka bir şeyle... hiçbir şeyimizle ilgilenmiyorlar. sadece oy. vereceğimiz bir oy onları kuduz köpek gibi birbirlerine saldırtıyor. pavlov çok haklı. istersek onları şartlayabiliyoruz. ama sadece seçim öncesinde. sonra yıllarca onlar bizi şartlıyor.
oy vermek için bir nedene ihtiyacınız yok. aklınız olduğu sürece bir lidere de ihtiyacınız yok. bizleri gitgide fakirleştiriyorlar ki oy vermek zorunda kalalım. ama bu bir bataklık. çırpındıkça batacağız ve oy verdikçe verdiğimiz oylar bize girecek. her defasında. bu hep böyleydi. tarih gözler önünde. lütfen geçmişe bakıp ders çıkaralım.