en büyük olmasa da kulaklık olayı sıkıntılıdır.
tam inecekken kulaklığınız bir yere takılır ve otobüste müzik yayını yapmaya başlarsınız. müziği mi kapıyım, kulaklığı mı alayım derken çanta, mont da kontrolden çıkar ve bir rezillik daha... piii
otobüs yarı dolu diye tabir edeceğimiz şekilde doludur. spor pumaların bağcıklarını bağlamamanın cezasını arkadan ayağınızına basan bir öküzle ödersiniz. Siz gidersiniz ayakkabınız arkada kalır hüzünlü bir şekilde döner bakarsınız,sonra önünüze dönersiniz göz yaşınızı öndeki kızın tüylü şapkasına siler tekrar döner bakarsınız.
adamın biri otobüste *cep telefonu ile * konuşa konuşa gidiyormuş daha doğrusu öyle bir durumu varmış gibi gösteriyormuş bir anda cep telefonu çalmaya başlamış işte bu durum rezil olmaya yeter bence.
telefon çalarken sesin her tarafa yayılması, sizin iki büklüm telefonu aramanız ve telefonu elinize alıp tam aramaya cevap verecekken aramanın sonlanması. küfürler.
telefonunda müzik çaların açık kalmış olması ve derinden derinden şarkı sesi geldiğini fark etmene rağmen bu sesin senin telefonundan gelme ihtimalini düşünmeden argo laflar ederek birilerine gülmektir.
yardıma ihtiyacı olana dönüp bakmamaktır. Bir keresinde otobüste burnum kanadı bayağı hemde. Ulan insan bir peçete falan uzatır, bir şeyler yapar. 1 saat boyunca elim burnumda kan içinde öyle yol gittim. Amk rezilleri.
sidik tutulmasıdır efendim, yine bir sevgiliye açılan yelkene kapılmış ankaraya gidersin, geceden biriken arpa suları sayesinde krize girersin, oturuş pozisyonları değiştirir durursun, bir mola bile vermeden polatlıya geldiğimde artık kendimden geçmiş bir halde otobüste gösterilen 3. saçma filmi devirmiş durumda iken rezil olmamak için muavine sağa çek abi gitti gidecek bile diyemedim nasıl bir kafadaysam, ulan asıl bırakırsan rezil olacaksın diyenim ne vardı ne ben akıl edebildim. aştiye geldiğimde artık iki büklüm halde belimi doğrultamadığımı hatırlıyorum, allah kimseye böyle bir dert vermesin efendim, ya neler çekmiş bu gönül ne zorluklar yaşamış dimi ey sevgili.
cebinizde para yokken akbilin veya kentkartın boş olduğunu otobüste öğrenmek. birde şoför iyi bir adamsa yardım etmek ister ama farkında olmadan seni rencide eder. "paran yoksa bin".
yaşlı bir adamın senin başının ucunda ayakta beklemesi ve senin bir genç olarak oturuyor olman. sonrasında ise o yaşlı adamın kalp krizi geçirip senin üzerine çullanması ve can vermesi.
uyuya kalıp yavaş yavaş vücudunu uykunun ellerine bırakmak ardından gelen küttt sesine uyanmak ve etrafındakilerin acınası bakışları altında eciş bücüş olmak.
parayı ilk bindiğin anda verdiğin halde, inerken şoförün senden tekarar para istemesi ve senin onu ikna etmeye çalışman hatta giderken arkandan korna ile sana seslenmesi.