tıka basa dolu otobüse en son bindiğimizde az sonra nefes darlığından ölmeden herhangi birinin inecek olması ve önde ayaktaysanız ya da hiç farketmez arkada ayaktaysanız yol vermek amaçlı cümbür cemaat aşağı inip tekrar hep beraber otobüse hücum etmek kadar rezillik görmedim..
otobüste dikilmekten ayaklarına kara sular inen kişinin karşı tarafta boşalan koltuğa hamle yaptığı sırada daha çevik bir kişininzıpkın gibi, fişşek gibi hareket ederek sizden önce o koltuğa oturması. akabinde çevreye anlamsız gülücükler sarfetmek paha biçilemez.
(bkz: göt olmak)
otobüste kusmak. iğrenç bi durum bizzat şahit oldum. tıklım tıkışık bi otobüste yaz sıcağında yolculuk yaparken 9 10 yaşlarında bi kız otobüsün içine kustu. ilk durakta indiler tabi. onlar indiler ama otobüsün orta yerinde kusmuk kalıntıları öylece duruyordu. gelen yanından geçiyor üstünden atlıyor öyle o alan boş kaldı bi süre sonra kim temizledi artık bilemiyorum. iğrenç bi durumdu.
Otobüste gece açılan kemal sunal , şahan gökbakar (recep ivedik) filmleri izlerken kahkahalara boğulmak ve komediden anlamayan insanlarin size tuhaf bir şekilde bakması.
ortada kapının ağzındaki demirlere yaslanırken her durakta kapının açılması ama kimsenin inmemesi sonucu herkesin bakışlarıyla sana düğmeye yaslandığını hatırlatması.
zamanında çok utanmama sebebiyet veren olaydır. otobüs feci kalabalık, ayakta milim milim ilerliyoruz. hemen yandaki koltukta feci*** bir çocuk oturuyor. sonra birileri indi falan çocuğun yanındaki koltuk bir baktım boş. bizde kuzenle birlikteydik sen otur ben oturayım derken ' peki ben otururum yaa' diyerek çocuğa hafif bir gülümsedim. tam oturacağım sırada ani bir fren ve çocuğun kucağına düştüm. resmen düştüm evet. hayır asıl rezillik olayın şokundan çıkmam beş dakikamı aldı ve ben beş dakika boyunca çocuğun kucağında, ellerim boynunda gülmeye devam ettim. iyi ki çocuk anlayışlı çıktı da daha rezil olaylar yaşanmadı. **
not : sözlükteyse selam olsun kendisine, hala çok üzgünüm tekrar kusura bakma balım. *
efenim bir gündüz yolculuğunda izmir seferli otobüsün şöför ve muavin tayfasının çanakkalede durup yarım saat çuval çuval domates alması. bu yaptıkları rezillik yetmezmiş gibi, otobüsteki yaşlı teyzeler, nineler de inmesin mi? onlarda poşet poşet domates, biber salatalık, karpuz aldılar, ben de söve söve bekledim efendim.
+ pis bir koku geldi ya.
- nereden geldi acaba?
+ beyfendi sizden geliyor.
- ne alaka hanfendi. *
+ osurdunuz mu yoksa.
(otobüsteki herkes adama bakar) (alın size rezillik)
malum, yaz aylarındayız. günde iki kez yıkanan insanın dahi kokabildiği sıcaklarımız mevcut. elimde poşet içinde çöp!
tabi etraftan kokulara yönelen bakışlar vesaire. ama hiç üzerime alınmadığım gibi, ben de etrafa tehdit uyandıran bakışlar savuruyorum, hele birini görsemde sataşsam diyorum; olm kaç yıldır yıkanmıyon sen falan diycem aklımca.
sıcak sol camdan vurdukça, he bide işe gidiyorum saat sabah vakti. bide sabah güneşi sidikliye vururmuş mantığı var ona hiç girmiyorum. yeterince ayar yedim çünkü.
ne diyodum soldan vuran sıcakla çöp kokusu kendini yoktan var edince, sıçışladım. kokuyu çok derinlerde hissedince, afalladım.
işe gelmeden, ilk durakta etrafa ısrarla ''hayır, koku ben ve çöpümden gelimyor, kabul etmiyorum'' bakışı ata ata ilk durakta indim.
dahası var, indiğim durağın civarında çöp tenekesi, konteynırı, hiçbir ıvızı zıvırı yoktu işte. çöple bütünleşip, ondaki kokuyu harmanlayan vücut salgılarımla iğrenç bi insan olduğumu düşündüm. hiç bu kadar komik duruma düşmemiştim.
arada yolda düşerim, direklere çarparım; yüksek derecede sakarım ama, sakarlık iğrenç kokmuyor en azından.
vel hasılı bulduğum ilk konteynıra atarak, olay mahalini terk-i diyar ettim. ve o ilçeden bile soğudum.
akşam hava karardıktan sonra, herkesin yorgun olduğu, otobüsün tıslama sesleri dışında bir ses olmadığı anda, günün verdiği yorgunluğun etkisiyle uyuyadalmak ve uyurken şiddetli bir şekilde ossurmak ve o sesle uyanmak.. sonra terlemeye başlamak, gözlerin dolması, kalbin hızlı hızlı çarpması..
Sabah okula gitmek icin yine otobüse binmistim. Nezleden muzdarip olmam sebebiyle burnum üstünme cöp kamyonu dökseler zerre koku almayacak durumdaydi. Otobüs her sabahki gibi agzina kadar doluydu. Körüklünün orta kisminda yolculugumu surduruyodum yanima adamin biri geldi ve bana kardesim saldin mi dedi. O anda dolu otobusun orta kisminda sadece ben ve yanima gelen adamin oldugunu farkettim. Basimdan kaynar sular inmisti adamin biri ortama gaz bombasini birakip götumde patlmis olmaliydi. Yanima gelen adama yok abi ne alaka zaten nezleyim burnum hic koku almiyor desemde ne fayda. Ihale bende kalmisti. Iste otobuste yasanabilecek en buyuk rezilliklerden biri de bu olsa gerek.