temmuz:dersaneden önce biraz çalışayım
ağustos:uykusuzluk+ders
eylul:ders
ekim:ders
kasım:ders
aralık:ders
ocak:ders+eğlence
şubat:ya ne dersi artık sıkıldım
mart:salla+aile kavgaları
nisan:salla+artık ailen de umut kesmiş durumda
haziran:o 14 gün köpek gibi çalışıyosun hayatında hiç calısmadın gibi
sonuç:seneye artık napalım kısmet,gözetmen topuklu ayakkabı giymişti sora 10 dk bir tren geçiyodu vs bahaneler.
kişiden kişiye değişen sene içinde yaşadığın gelgitlerle, olaylar bütünüyle bambaşka oluveren tanımlardır. benimki ise kendi içime dönme, daha da güçlenme, ve hiç bir zaman hayata karşı boyun eğmeme yılı olarak karşıma çıkıyor 2 sene sonra. ama şöyle de bir gerçek de var. 2006-2007 dönemi öss nin yanısıra kişisel problemlerimden ötürü resmen işkenceydi. bir daha yaşamak istemiyorum. gerçekten. öylesi bir daha gelir mi gelmez mi bilemem tabi ama gelirse artık bir nebze hazırlıklıyım.
denemelerle, testlerle, dershanesiydi, özel dersidi derken bir bakarsınız sürekli poposuna kırbaç yiyen yarış atı olarak bir sene geçirmişsinizdir. yazıktır yapmayındır etmeyindir, öss yi kazanmak için bu kadar kasmaya gerek yoktur. "iyi" üniversite ile "kötü" üniversite diye bir şey yoktur, hepsinin verdiği diploma hemen hemen aynı işe yarar...
tamamen kişiye bağlıdır, sürekli güzel ama salak kızların sorularıyla ilgilenen birey açısıdan gayet zevkli midir nedir. herkes ders ile uğraşırken sırıtarak etrafta gezinen, "çözemediğin soru var mı?" havasında elinde kalemle dolanan biri için gayet zevklidir o sene. hele bir de öss'den sonra herkes oh rahatladım havasında iken acaip güzeldir o sene.
depresyon
+
verilen tavizler
+
dışlanmışlık hissi
+
uykusuz geceler
+
verilen kilolar
+
terkedilmeler
+
aile içi kavgalar
+
son çırpınışlar
===============
hayal kırıklığı*
bir seneni 3 saate sığdırmayı o bir senede neler yaptığımı neler yaşadığımı yaşayamadığımı desek daha iyi olurdu sanırım nasıl anlatacağımı ben bilmiyorum arkadaş. ben bu sene bi bok bilmiyorum bana öss miş ösym miş demeyin.
giriş:
- bir kaç test kitabı daha alayım
- günde 1000 soru çözeyim
- hergün derhaneye gideyim, ardından ewe gelip tekrar edeyim
gelişme:
- piiuu bu kitapları boş yere almışım lan
- ohhh bugünde 10 soru çözdüm yeter
- ulan bugün derhaneyi kırıp ortamlara akayım, ardından ewe gidip nete otururum
sonuç:
- ulan bu kitapları satayım
- günde 3 posta 31'e verim bünyeyi
- seneye yine giricez gibi lan sınava, ewe gidip pedere anlatim durumu
insanların aslında kaybettiğini sandığı ama aslında o hiç bakmadıkları, bakmanın da artık çok geç kaldığı, hatta ve hatta çoğunun bakmak için belki bir daha şans bile bulamayacağı içimizle bizi buuluşturan tek sene.
tercih yapmayı, kendini sisteme sokmayı, devamlı birşeyler öğrenmeyi, ders çalışırkende eğlenmeyi öğrenmek zorunda kaldığınız, soncunda birşeyler kazanacağınızı bilemeyeceğiniz ve ucunda 1 sene kaynedip yeni bir 1 sene getiercek olma adrenalini ile kendine amasadece kendine dönmekten başka bir yol bulamadığınız, grup halinde en verimli işlerin yapıldığı, fedakarlıkların tadıldığı, daha önemlisi fedakarlığın ne olduğunu öğrendiğiniz hayatınızın belki de hiç bir zaman olmadığı kadar verimli senesi/seneleri.
hele bir de birşeyler başarıldığını görmek yok mu...
1 öss yılının tanımı: üniversite hayatında bile insanın yapamadığı ve ancak 1 sene tehditiyle yapabildiği en uzun öğrenme savaşını geçirten zaman dilimi.
1.ayın sonu pazartesi saat 21:00
Ben ders calısmaya baslıyacağım ama bugün geçti artık haftaya pazartesi başlarım.
ARADAN 10 AY 29 GÜN GEÇER...GÜNLERDEN PAZARTESi SINAVA 6 GÜN VAR...
ya benim çok eksiğim var ben napıcam?
SINAV SONRASI...
ağlaşmalar,olmadı,yapamadım gibi sözler
SINAV SONUCUNUN AÇIKLANDIĞI GÜN...
Soran arkadaşlara ve yakınlara verilen klasik söz.
Kısmet değilmiş...
okuldaki mutlu saatlerin yerine, dershane muhabbetlerindeki öss psikolojisi adı verilen yaratıığın geçmesi. bu sebepten dolayı, yollarda bir çok dumura uğramış öğrenci profili görmek mümkündür o zamanlarda.