insanın kendisini o ortamda fazla, gereksiz, işe yaramaz gibi hissetmesi ve istenmediğini düşünmesidir. çok can yakar, yapılabilecek en iyi şey o ortamdan arkana bakmadan uzaklaşmaktır.
herkesin kendi derdinde olduğu, kimsenin kimseye gerekli ilgiyi göstermediği ortamlarda hissedilir genelde. o ortamda bulunanların konuştukları hakkında bilgi sahibi olmamak, ayrıca herkesin bildiğinin sizden saklanması durumunda insanı iyice çileden çıkarır. bu durumda o ortamda bulunmamak en iyisidir.
genellikle sizin ezikliğinizden değil de ortamın kokuşmuşluğundan kaynaklanan durumdur. kızlı erkekli bir grupsa zaten bütün kızlar ya da erkekler paylaşılmıştır,gece bittiğinde herkes kiminle olacağını bilmektedir ve aslında elinizde olanları o masaya dökmek istemenize rağmen size kalan olanlara şahit olmaktır,ait olduğunuz hayatı ve düşüncelerinizi kutsallığına rağmen o masaya dökmek istemezsiniz ve yalnız hissedersiniz,sanki o masa siz olmasanız da öyle olacaktır,oysa o masanın durumunun farkında olan ve o masada olmayı en çok hakkeden (nefes almayı da) sizsinizdir.
şehirler arası yolculuk yapılacak otobüslerde başa gelebilecek olaydır. otobüse girer ve elinize verilen biletteki numarayı bir başka canlının mesken tuttuğunu görürsünüz. genellikle küçük ve orta büyüklükteki işletmelerde başınızıa gelebilecek bu olay şahsıma gerçekten kendimi fazlalık gibi hissettiren cinsten bir olaydır.
iş yemekleridir. herkes kasıntıdır. sen onlara uygun değilsindir. ama şirin görünmek zorundasındır. olmasan yokluğun anlaşılmaz ama ertesi gün, aa sen gelmedin mii? peki nedeenn? diye yapmacık üzülen tiplerle karşılaşılır.
tanınmayan ortama ilk defa, ısrarlarla gidilip ısrar eden kişilerin bir anda 180 derece dönmesiyle ortaya çıkan durumdur. sıkılınır ne zaman gidiyoruz gibi soruları soracak bi insan bile bulunamaz bazen.
5 yıl üzeri çalışanların oluşturduğu bir iş yerinde yeni işe başlamış olma durumu. ilk zamanlar(Aylarca sürebilir bu durum) tüm konuşmalar sanki astronomi problemi gibi anlamsız gelir size. siz oradayken gelişen olaylar hakkında(havanın durum, Türkiye'de olup bitenler vs.) konuşulur ki bu bile yeni olduğunuz için minimal cümlelerle geçiştirilir gibidir. sonra yavaş yavaş olayların gelişmeye başlayacağını düşünürsünüz ama bir türlü aidiyet hissedemezsiniz, hissetttirilmezsiniz yada. Geriye kalan seçeneklerde azalır. inatçı bir Kararlılıkla devam edilir, yada zikleyerek oradaki varlığınıza son verirsiniz.
Mesela cümleye başlamadan başka biri araya girip konuşur, anlattığının yarısında sözünü kesip konuyu değiştirirler. Hep birileri kendini öne atar, hevesin kaçar. Kendini gereksiz hissedip "ben niye buradayım ki?" dersin içinden.
Sonra o ortamdaki karşı cinsten bir arkadaşınla konuşursun birkaç gün sonra, der ki: "mal mal konuşuyorsun", iyice deli olursunuz. "sen nerden anlayacaksın ki, bu bizim cinsimize özel bir durum, fark edemiyorsun davranışlarını" dersin.
Böyle insanların alayını......
çok iyi anlaşan kimselerin içine daldıktan sonra yaşanan durumdur. diğer şahıslar zaten senin gitmeni ister fakat fazla belli etmez. zaten sen kendin gitmek zorunda kalırsın.