bir attila ilhan şiiri. 30 haziran'da antalya serik'te yazdığı söylenir (yıl belli değil).
bir motel odasında ağlayarak 31
önce inceden klima esiyor
vuruyor soğuk sert kayalara
yanı başımda yokluğun kesiliyor
bir motel odasında ağlayarak 31
belki burada belki de değil
tuvalet kağıtları zar gibi ince
insan eksilir miymiş bilince?
akşam ne yesem derdi birikiyor
bir motel odasında ağlayarak 31
sıcağı hissetmiyorum soğuğu hiç
günaşırı yürümek şehrin göbeğine
ansızın bir acı saplanıyor ciğerime
neyse akşama malzeme birikiyor
bir motel odasında ağlayarak 31
kumsaldan çok uzağım, sana uzak
altımda kot pantolon, yürüyorum
akşam için a101'e gidiyorum
kıtır ekmekten poşet deliniyor
bir motel odasında ağlayarak 31
çük ekran televizyon yine maç tekrarı
kalite değil mevzu, mühim olan miktarı
ne olursa olsun bırakmam iktidarı
söze ne gerek oysa ancak çeken bilir
bir motel odasında ağlayarak otuz bir.
bir motel odasında, bilmediğim bir şehrin, yerlileri tarafından bile bilinmeyen bir ilçesindeydim; serik. buraya neden geldiğimi artık bilmiyorum. bir sebebim vardı ancak unutalı 6 ay oluyor. hem artık kimse de sormuyor. kafamı daha önemli şeylerle doldururum diye unuttum ama ondan daha önemli bir şey de -ne yazık- bulamadım. geçimimi sağlamıyorum. bir moteldeyim. donla uzanıyorum. hayatımın hepsi bu şimdilik.
geçen hafta alışılmamış bir olay oldu. o kadar alışılmamıştı ki alışmamak için tüm serik halkı ve ben bu olayı unutmaya karar verdik. unuttuk. ben de unuttum.
gençliğin bazen gereksiz olduğunu düşünüyorum. bu hareketlilik, bu fazla enerji ve daşşaklarda biriken bu spermler... hepsi boşa gidiyor. evladını peçeteye silen bir genç yarın bambaşka birisi olmayacaktır. kendimizi boşuna kandırıyoruz. ama boş muhabbet bazen hoş muhabbettir.
şu dünyada aşina olduğum en büyük koku şampuan ve tükürüğümün kokusu. doğmadan önce tanrı bana bu iki kokuda kendimi bulacağımı söylese krazy lan bu derdim sanırım. belki de demezdim. yo lan nasıl diyim yer mi?
bir söz okumuştum geçenlerde. eski bir kitaptan. internette aratıp bulamayınca kitabı yırttım. sikerim lan facebook kapak sözler ;) hesabında bile yok söz. ne gereği var, ne faydası olacak bana?
bazen herkes bana bakıyor gibi geliyor, geriliyorum. o zamanlarda ettiğim bir dua var; allahım beni dikkat çekmeyen bir tip yap. bazen de kimse bana bakmıyor gibi geliyor, o zaman da kendimi çok silik hissediyorum. o zamanlarda ettiğim bir dua var; kunut duaları.
bana göre dünyanın en komik şakası reelde hiç duymadığım ama iç dünyamda hep yaşadığım bir şaka. bir kadına hangi takımı tutuyorsun dersin ve o da "kocamın takımını" der. bence çok komik. dur bi elimi yüzümü yıkayayım.
ambiyans çok önemli. renkler, sesler, belki de sözler. loş bir ışık altında aldığım rahatsızlık hazzını başka hiçbir şeyden almıyorum. yo lan alıyorum; 31. otuz bir rahatsız ettiği kadar rahat ettiriyor. ne kadar rahatsızsan o kadar rahatlatıyor, ne kadar rahatsan o kadar rahatsız ediyor. özür dilerim haddimi aştım.
hayatı o kadar çok sorguladım ki bir karara vardım. eğer içerisinde olduğumun farkına varırsam çıldıracak gibi oluyorum. baştan ayağa mal işi. yaşamı kaldıramayacak insan yaratmak bilmiyorum çok garip geliyor. bizim de sınavımız bu demek ki :'))
ilkokulda kaleciydim. bok gibi top oynuyordum, baktım kale boş kimse geçmek istemiyor, ben de no: 1 kaleci oldum. 2 sene sonra vazgeçtim ve forvet oldum. hayat işte nereden nereye...