dumur bir olaydır. örnekleri var. hani insanın '' senin ne işin var orada ? '' diyebileceği bir haldir. eleştiren mizahın, hakim kapitalist sisteme entegre olması hazin bir vakadır.
en son erdil yaşaroğlu'nun ekmek reklamında oynaması ile gerçekleşmiş olun durum. mizahçıların oynadığı ,yazdığı reklamlar ortalamanın üstünde oluyor bu bir gerçek ancak sevenleri fazla popüler olması nedeniyle bunu istememektedirler.
mizah beyin ile yapılan bişeydir. reklam veren firma kıçını memesini açıp gösteren kişiyi değil beyni ile para kazanan kişiyi desteklediği için saygı değer bir firmadır. sırf beyni ile para kazanan adamın kendini tercih eden ve kıymetini bilen adamın reklamlarında oynaması yapılan daveti kabuldür. yok o mizahçı senin lütfedip satın almadığın, arkadaşından sağdan soldan, internetten okuduğun karikatürlerinden para kazanmayı bekleseydi karikatürü bırakıp sigortalı bir işe girmesi gerekirdi.
mizahcının mizah gucunun yanında etkileyici ve espri satma yeteneginin olması beklentisini de beraberinde getirir (bkz: vedat ozdemiroglu konusmasın yazsın)
en çok kötü oylanan entrylerim bu başlıkta yer alıyor. ve bu başlığı ben açmış bulunmaktayım.kötü oylayan arkadaşlara sözüm yok. yine beni köyü oylayabilirler. ben mizahçıların bir duruşlarının olduğuna inanmaktayım. bir bankanın kredi kartı reklamlarında oynayan mizah yazarımız, günü geldiğinde kredi kartı mağdurlarının dramını nasıl anlatacak acaba ? '' bana doğru sürme, şu taraftan git '' diyerek bu ikilemden sıyrılabilecek mi acaba ?
