sahibinin fenerbahçeli olduğu ilk bakışta belli olan önerme. baştan uyarıyorum muhatap olmaya gerek yok. bir inter galibiyeti ile yeri göğü yıkan insanların uefa kupasını süper kupayı falan küçümsemesinden mütevellit ciddiye alınmasına gerek yoktur. kulüplerin banka değil sportif başarı amacı güden kurumlar olduğunu ve başarıların zirvesinde türkiye den tek bir takım olduğunu unutmayalım.
galatasaray'ın arsalarını bilmeden atıp tutan fenerlilerin çekememezliğidir. riva ve florya'ya ne kadar değer biçildiğini bir araştırsınlar sonra biz çok zenginiz asarız keseriz ayakları yapsınlar. evet galatasaray sıkıntı içindedir ama bu sadece nakit sıkıntısıdır. galatasaray riva'yı sattığı an kÂra geçecektir önemli olan rivayı satmadan sıkıntıları aşmaktır, tabi anlayana.
galatasaray türkiyenin eli yüzü düzgün nadide egitim kurumlarindan biri olan galatasaray lisesi temelli bir spor klubu oldugunu sokaktaki cocuk bile bilmektedir. buna mim koyalim ve devam edelim.
bir fenerbahceli olarak galatasaray'in içinde bulundugu mali buhran ve bununla beraber gelen günü kurtarma cabalarindan ötürü düstüğü durum en ufak tabirle sahsima üzüntü vermektedir.
iç cekismelerin yasandiği hala nasil baskanlik yaptiğina anlam veremediğim özhan canaydin'a ve bence fatih terimden daha da yetenekli ve klube bir cok seyler kazandiran lucescuya yapilan haksizlik hala aklimdadir. yarim kadro ile sampiyonlar liginde ceyrek finale cikan ve sampiyon olan kadrodaki isimleri hatirlayiniz. herhalde dünyanin en iyi hocasi bile gelse bu kadro ile sampiyonlar liginde sifir ceker ligde ise gazoz kupasina belki sidik zoru ile giderdi. galatasaray'în en büyük bence mali değil yönetimsel hatalar idir.
ali samiyen stadini terkedip seyrantepeye girmek ve kucaga oturmak pek akla yakın gelmemek serin kanli düsününce.
entryinin basindaki mim'i kaldiralim. bu kadar sabalakliğa ragmen hala ayakta durabiliyorsa galatasaray klupteki liseli cekirdeğin ve görgünün sayesindedir.
bu görgü ve sistem öyle bir oturmustur bu disiplin sayesinde ayakta durmaktadir.
bu hatalari baska bir klup yapsa coktan amatore düsmüs idi. insanlarda hayret olgusu ve bunla gelen matrak gecme dürtüsü bundan dolayi gelmektedir. unutmayin gs'nin düsmana geregi yoktur, en büyük düsmani kendisidir.
hadi sunu da ekliyeyim gecen sezonun ikinci ayagindaki fener- gs macinin ilk 20 dakikasi gecen sezonun futbol anlamindaki en güzel maci idi.
bülent akın ve serkan aykut a 8 er milyon dolar bonservis ödenmesi.
16 milyon dolara alınan mario jardel gibi bir futbolcunun yıllık 2.3 milyon dolar alıyor diye 6 milyon dolara gönderilmesi, üzerine takasla alınan robert sphear ın şikayeti üzerine bir de ona milyonlarca dolar tazminat ödenmesi.
müthiş başarılar kazanıldığı halde bunun bir türlü nakit haline getirilememesi, taş üzerine taş konamaması.
kulübe yeni bir vizyon getirecek isimler yerine yurtdışında aradığını bulamamış kişilerin yeniden kabulü, genç jenerasyon as takıma çıkarılarak borç ödemek yahut gayrimenkul satarak iddialı takım kurmak yerine ikisinin ortası ne olduğu bilinmez bir transfer politikası sonucu gelen sportif ve maddi başarısızlıklar.
radu niculescu, andres fleurquin gibi ucuz maliyetli futbolcularla champions league de bir quarter final bir de ikinci tur oynandığı halde buradan gelen paraların nereye gittiği de ayrı bir muammadır.
elbette önce hakan şükür ün sözleşmesi sürdüğü halde takımı satışı ve bonservis alınamaması, sonra ise emre ve okan ın yine bedavaya gidişleri, okan ın bilerek gördüğü kartlar, şampionlar liginde çeyrek final oynanırken türkiye ligini okan ve emre nin bilinçli davranışları ve teşvik primleriyle sonlarda kaybetmeler, özhan canaydın ın kurtarıcı gibi gelişleri...
vsvs...
efendim son olarak bir de rahatsızlık duyduğum bir konuyu dile getirmek istiyorum. toplumda bazı kişiler galatasaray ın tek başarısının uefa ve super cup olduğunu, dört yılın ardından düşüşün başladığını söylemekteler; halbuki galatasaray bu dört yılın ardından hem ikinci tur hem de çeyrek final oynadı, daha önceden şampiyon kulüpler kupasında oynadığı çeyrek ve yarı finalleri saymıyorum bile, bilgilerinize... öyle bir uefa kupası alsak tamam yetiştik sayılır havalarına girmektense avrupa da kalıcı olmayı denemek daha önemlidir!
ama, gercekten komik tir. bugunku gazetelerde hala seyrantepe projesinin iptal edilecegi, butun umidini toki nin yaptiracagi bu projeye baglamis olan gs lilerin ise yalanlama cabalari yer almaktadir.
bu gidisle "yilan hikayesi" deyiminin yerini "aslan hikayesi" deyimi alacaktir.
galatasaray'ın parası yoktur ama türkiye liginde şampiyon olmaktadır. eğer bu başarı değilse, fenerbahçe'nin de türkiye lig şampiyonluğundan başka elle tutulur bir başarısının olmadığı düşünülürse, fenerbahçe de başarısızdır ve de fenerbahçe zengin klüp diye lanse edilmektedir. böyle düşünülünce parayla saadet olmayacağı ortaya çıkıyor.
eğer türkiye ligi şampiyonluğu bir başarı kriteriyse de zaten galatasaray türkiye liginde şampiyon oluyor ve de şu anda şampiyonluğun en büyük favorisi konumunda. yani her türlü yalan olan önermedir.
--spoiler--
ama yinede helal olsun diyorum bunca zorluga ragmen hala utanmadan sıkılmadan en buyuguz, avrupa fatıhıyız, bızım uefa kupamız var, bız destan yazarız dıyebılıyorlar.
bu kadar tassaga ragmen oz guvenlerını yıtırmemelerını alkıslıyorum.
--spoiler--
peki ya bunca imkanlara, paraya(!) rağmen edirne' den ötede doğru düzgün, elle tutulur başarı elde edemeyen, en büyük başarısını david may sayesinde kazanan, hayalini kurdukları 3 kupadan 2' sini almış bir takımın kendilerine 3' ün 1'ini bırakmalarına rağmen, bu iki kupayı alan takıma çok da yakışan avrupa fatihi unvanına laf etmelerini, yazdığı destanı yokmuş gibi görmelerini, rivaldo sayesinde avrupa' da tarihe geçmiş olmalarını ve buna rağmen dünya' ya açılacak tek kulüp biziz diyen öz güvenlerini alkışlıyorum bende... yok lan ne alkışlayacağım ben sizi; alkislamasini bilmeyenler alkislanmazlar!
bunca imkana ve paraya rağmen avrupa'da en büyük başarısı ilk 32 takım arasına (o da uefa'da) girmek ve türkiye liginde 8. sıraya düşerek kümede kalma mücadelesine başlamak olan, "başarı" ve "zafer" kelimelerinin anlamından bihaber anadolu takımı taraftarının ezikliğini ortaya döktüğü kavramdır.
galatasaray'ın likidite zorluğu çektiği ortadadır. fakat sadece riva arazisinin bile süper ligde oynayan tüm kulüplerin aktif varlıklarından fazla bir değere sahip olduğu da bilinen bir gerçektir. kulübün tutucu kanadının da bastırmasıyla riva ve bunun gibi onca gayrımenkulün bir kısmı nakde çevrilememektedir. iyi de olmaktadır, galatasaray gibi bir kulüp sıkıştıkça arazi satarım mantığıyla yönetilemez. acaba kadıköyde yaptıkları kaçak stad dışında allah'ın samandırasında kıç kadar bir tesise sahip anadolulular, azizeleri başkanlığı bırakıp akladığı parayı kulüpten çekince nerelerini satmaya kalkışacaklar.
e5'te sarı kanarya görmeye alışırız yakında...
bu başlığı açan yazar arkadaş büyük ihtimalle türkiye kupasını en fazla rüyasında gördü. saf inşaat yapmayla olmuyor demekki. mizaha girersek eve ağlayarak dönersiniz. en iyisi siz evinizin önünde oynayın.
fenerbahçelilerce mizah değil edebiyat olarak nitelendirilir.
(bkz: fakir fukara edebiyati)
yalnız bu lafı söyleyince de galatasaray gerekli cevabı vermiştir. şimdi de mizah diyenler var artık ne diyelim mahmut mu diyelim bilemeyiz. yani gs'nin ekonomisi kötü bu bilinen bir şey,ama bilinen bir şey daha var ki galatasaray daha başarılı bir takım. gönül ister ki fenerbahçe'de avrupa'da başarılı olsun ülke puanımız tavan yapsın.*
milenyumdan beri hep bir şeylerin eksikliğini hissetmiş genelde fenerbahçe sevdÂsı taşıyan bünyelerin mizÂh olarak düşündükleri bir ekonomi çeşidi.
zir fenerlilerin hepsinin banyosunda altın başlıklı musluklar var, 90 metrekare büyüklüğünde "ayakkabı oda"ları, jakuzilerinde keyif çatarken şarap servisi yapan hoş hizmetçileri falan var...
her şey para olsaydı ilk başta "siz" inter'i yenemezdiniz.
galatasaray sizin dilinizin bile dönemediği o uefa kupasını alamazdı. süper kupa var bir de. durun anlatayım yabancısınız siz o kavramlara.
şimdi uefa kupasını alan takım, şampiyonlar ligi kupasını alan takımla bir maç yapar ve kazanırsa süper kupa denen bir kupayı haketmiş olur.
--spoiler--
müzemizde olmayan tek kupa idi... çok istiyorduk.
--spoiler--
bunu söyletti galatasaray, real madrid başkanına... siz o sırada ne yapıyordunuz?
johnson frikik kullanıyordu, top barajdaki bir gs'liye çarpıp taffarel'i yanıltıyordu ve maçı 1-0 kazanıyordunuz ardından da orgazm... yapabileceğinizin en fazlası idi çünkü bu.
aziz yıldırım geldiğinden beri ortega, rapaiç, andersson, lazetiç, anelka, appiah vs. derken acab döktüğü paraya değer bir başarı elde etti mi?
fenerbahçe bu sürede ligden başka nerede kupa aldı? hayır ligin en zengin takımı ya... o yüzden sordum.
galatasaray'ın tek ve en büyük hatası bundan 7 sene evvel kazanılmış kupaların pazarlamasını iyi yapamamak olmuştur. bir fenerbahçe'li olarak bizim de göğsümüz kabarmıştı, fakat o zamanlar da da söylemiştim türkiye böyle bir başarı daha önce görmedi, alışık değil, bu yüzden inşallah geri dönüşünü yapabilirler demiştim, olmadı... olmamasının en büyük sebebi ise özhan canaydın'ın faruk süren'in yerine geçmesidir, bizzat başkanlık seçim kokteylini verdiğimizde, ilk konuşması uefa kupasını aldık şimdi bunu paraya cevirme vaktidir, bu gelirlerle 3 yıldız alacağız olmuştu... koskoca ada mustafa koçarslan adlı şahsa 20 yıllığına 10milyon dolar'a kiralandı. bu tamamen ticari beceriksizlikten başka birşey değildir. galatasaray'lı arkadaşlar belki de kızar bana ama ada'da calıştıgım 1 sene boyunca, tek bir tane adam diyebildiğim adam gördüm o da sayın ali dürüst'tü klübünüzün böyle adamlara ihtiyacı olduğu aşikar.