keşke bir millet olduğumuz gibi, bir gün bir de devler ola bilseydik. bu milletin bir devleti ne kadar büyük ve ne kadar güclü olurdu diğe düşünüyorum.
farklı sınırlarda elbete. ancak, aynı sınırlarda bir millet bir devlettir. aksi için çabalayanlar, türk geleneğini ve mantığını tekrar değerlendirmelidir ki, hayatta kalabilsin.
istenmesi halinde tek bir devlet olabilmek imkansız değildir; lakin uzun zamandır ülkede iktidarı ellerinde tutanlar buna pek yanaşmayacaktır. bir de rusya baba ile abd baba bölgesel çıkarları için koca bir çomak sokacaklardır olaya.
edit: özellikle azerbaycan hükümetinden bahsetmekteyim. uzun süreden beri devam eden ciddi bir iktidar güçleri var.
atatürk'ün de önceden gördüğü bir durumdur. bunun için "Sovyetler Birliği bugün dostumuzdur, müttefikimizdir. Onun bu dostluğuna bugün ihtiyarcımız vardır. Ama bir gün Sovyetler Birliği de Osmanlı gibi Avusturya-Macaristan imparatorluğu gibi parçalanacaktır. Sovyetler Birliği içinden dini bir, dili bir, tarihi bir olan kardeşlerimiz vardır. Biz, o günlere hazır olmalıyız! Hazır olmak oturup beklemek değildir. Onlar bize gelemezler, biz onlara gitmeliyiz. Köprüler kurmak gerekir. Dil bir köprüdür, inanç bir köprüdür, kültür bir köprüdür" şeklinde bir sözü vardır. amacı birlik ve beraberlik sağlamaktır. bugün bu kardeşlerimizin hiçbiri ile birlik halinde değiliz. atatürk dinlenseydi bugün ülkemizi yönetenler belkide avrupa birliği'ne girmek için tavizler vermezlerdi.
tarihte bir çok türk devleti ikiye bölünmüştür. anlaşamamazlık değil, yönetimin daha kolaylaşması ve hayati bir reflekstir yapılan. hazarın ötesinde de bir ülkemiz olduğunu bilmek beni rahatlatıyor.
azeriler kadar ruslaşmış pişkin bir milletle kardeş olunamaz kardeşlerim azerilerde sovyet döneminden sonra zerre türklük kalmamıştır.kaldıki sınır kapılarını bize açmazlar kıbrısı tanımazlar bunlar sonra siz ermenilere sınırı açtınız onlar bizim karabağımızı işgal ettiler derler
bikere karabağ ilk olarak sscb tarafından aerbaycana bağlanmıştır bağlandığı dönemde karabağın %70i ermeniydi daha sonra oylama kararıyla bölge ermenistana bağlanmak istedi rusya kabul etmeyince bağımsız bir devlet olalım dediler daha sonra bölgede ermeni azeri savaş başladı.
esas kıyamet burada koptu işte karabağ azerbaycan himayesi altındayken azeri askeri birlikler ermeni birliklere karşı gerektiği kadar önlem almadıkları için ermeni birlikleri tek taarruzla bölgedeki azeri birliklerini geri püskürtmüş(bakın savaşmadılar bile durum kötüye gidince kaçtılar) karabağa girmiştir az sayıda azeri nüfusunuda katletmişlerdir.
yani sonuç olarak ermenistanın karabağı bu kadar rahat işgal etmesinin sebebi azeri askeri disiplinsizliğidir azerilerin rus hayranlığından ve yavşaklığından ileri gelir adam gibi memleketi savunsalardı bugün bu durumda olmazlardı.bi ermenistanı dağıtamadılar sınırda neyin kabahatini kime buluyorlar sınırı açtınız diye siz önce kıbrısı tanıyım.
nesi yanlış at özel mesaj anlat bana o kadar biliyorsan.
Bu düzenli birliğin yanı sıra, Milli Mücadele'nin çeşitli cephelerinde
de çok sayıda Azerbaycanlı subay ve asker gönüllü olarak görev almıştır.
Bunların önemli bir kısmı da, istiklal Savaşı'ndan sonra da
orduda kalmışlar ve çeşitli üst rütbelere kadar yükselmişlerdir.
Bunlar arasında, Albay Yusuf Hazarlı, Topçu Albay Mehmet Akpolat,
Topçu Albay Aslan Berkan, Albay Salih Aksoy, Süvari Albay Feridun Daryal,
Hava General Cihangir Berker, Hava General Hüseyin Turgut,
Süvari Generali Samet Saygın ilk anda sayılabilecek onlarca isimden bazılarıdır.
Azerbaycan Milli Ordusu saflarındayken, bu ordunun dağılması
ile birlikte Türkiye'ye gelerek, Kurtuluş Savaşına katılan
Azerbaycanlı subayların yanı sıra, Milli Mücadele döneminde,
Azerbaycanlı Türk subaylardan oluşan bir grup daha vardır.
Bunlar, Azerbaycan Halk Cumhuriyetiyle Osmanlı Devleti
arasında yapılmış olan askeri antlaşma gereğince
istanbul'da eğitim gören subaylardır.
Bu subaylar da, AHC'nin yıkılmasından dolayı, eğitimlerini
tamamladıktan sonra Türk ordusuna katılmışlar ve en üst
rütbelere kadar terfi etmişlerdir.
Orgeneral Mahmut Berköz ile Jandarma Genel Komutanlığı
da yapan Orgeneral Nuri Berköz'ü, bir dönem Kars milletvekili
de seçilen Kurmay Albay Hüsamettin Topaç'ı sayabiliriz.
Azerbaycan'ı ve türkiye 'yi yöneten zihniyetten bağımsız olarak biz bir anneden bir babadan olma oguz han'ın öz çocuklarıyız öz be öz kardeşiz. Buna itiraz edenler türklerin birleşmesinden korkan lağım fareleridir.
Edit: bundan daha güzel şekilde anlatılmaz bizim hayalimiz. abi kardeşine kol kanat geriyor;