ekseri medya/basın sektöründe yer alan meslek türüdür.
bilindiği gibi mikrofonlar sesçilerin işidir sektörel olarak. ama meslek türü olması için sadece mirofon taşıyıcılığı değildir yapılan, istenilen her şey taşınır. zira bir nevi işlevsel meydancı sayılırlar (meydancılar çalıştıkları yerdeki getir götür, carlos koş iki simit de kap, sırtım kaşındı iki kaşıyıver gibi sayısız lüzumsuzluğu gerçekleştiren çalışanlardır).
bu mesleğin icra edilmesi için palazlı bir kişinin kanatları altına girmek gereklidir, lakin bu palazlının meydancısı olması koşuluyla.
örneğin okan bayülgen'i ele alalım sayısız meydancısı/mikrofon taşıyıcısı var. bunlar ne mi yaparlar...aklınıza gelebilecek her şeyi; adam sigara yakar yarısına kadar içer kalan izmariti teslim alan bu meydancılardır, canı su çeker su getirirler sanatçılardan birisinin muz aşermesi muz bulmasını gerektirecek yeterli bir sebeptir. aklınıza gelebilecek her nevi mazlemenin getir ve götür aşamalarında yer alırlar. en çok da başlığa sebep olan mikrofonları götürürler ordan oraya.
burda değinmek istediğim kısım mesleğin ne olduğu değil de ne için yapıldığıdır.
yani insan bu hizmetçi statüsüne ne diye katlanır ? ne diye kölelik tarzı işlerin öznesi haline gelir ?
sektörde yükselmek için mi ? kariyer merdivenlerine tırmanmak için mi? krallar gibi para aldıkları için mi-hiç sanmam, zira bu tarz eleman piyasada yığınla, arz fazlası var- yoksa kıyısında köşesinden bir nebze popülerliğin tadına varıldığı için mi (ekranda sağda solda görülmek ne kadar popülerlik o da tartışılır gerçi)
sebebi her ne olursa olsun, kazancı ne kadar büyük olursa olsun o denli it muamelesi yaşanılarak ulaşılan mevki de mundar olur kanımca. varsın olmasın...
bir iş kurmak için orospuluk yapan sonra yeterli sermayeyi kazanınca orospuluğu bırakan birinin kurduğu iş ne denli saygınsa mikrofon taşıyıcılığında zirvelere gelenlerin mevkii de o denli saygındır benim gözümde...klasik bir sözle mesaj verelim bari meydancı arkadaşlara;