noktayı yazıya koydum. sana koymadım. yani bu nokta bu yazı içindi. sana koysaydım açık açık söylerdim. söylememek şerefsizlik olurdu. anlıyorsun beni değil mi? umarım anlıyorsundur beni. sonuçta suçlu olan ben değilim. mına koduğum bu noktanın bokluğu hepsi. temizle temizle bitmiyor boku. tekrar ediyorum, noktayı yazıya kodum; sana değil. hem goya goya nokta mı goyar adam sevgilisine. ehü ehü... yanlış anlama sana nokta goyacağıma gelir kucağına gül korum. neyse işte sevgilim, noktayı yazıya koydum.. yazıyı postaya; postayı da sana.. ımmm.. neyse ya... bu cümle de farklı bir yere çıkıyor. ufff... noktanın da postanın da... senin de... söyletmen lan beni...
birisi bi cuğara yetiştirsin.. baba yorgun
Bu mektup bir veda mektubu ise: "hayatta her sey gonlunce olsun."
Ben bizzat boyle bitirmistim yazdiklarimi ve onun tam aksine ben sevmem kendine iyi bak demeyi. Demedim o yuzden... (bkz: kendine iyi bak deme denmez sacma)
'' kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. kendisine özellikle tembih et , onun bilim adami olmasini istiyorum, bilimle uğraşsın ve unutmasın ki bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir son anda yaptiklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir seni , annemi, abimi, kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşi ile kucaklarim.
oğlun deniz gezmiş. ''
tamamını ve daha fazlasını görebilmek için ; (#216946)
"...
{bi dakka doktor bey geliyorum}
siirime burada son verirkene,
seni cok sevdigimi soylemek istiyorum.
ha bir de yeni bir kedi aldim o da cok seker.
gidisim suskun olmustu ama donusum muhtesem olacak.
yasli gittim sen geldim, ac koynunu ben geldim... "