1.
daha önünden geçerken dahi hatta adını duyduğunuzda ve ya semtini öğrendiğinizde fakirlik içgüdülerinizin dürtüleştiği mekanlardır.
içeri girdiğinizde ise fiyatlandırmayı kafanızda hesaplayabilmeniz gerekir.
mesela kola fiyatını ele alarak pahalılığı ölçecek olursak:
çift taraflı peçetelik yok: kola 3 tl
garson ustaya bağırarak siparişleri vermiyor: kola 4 tl
tabaklar yuvarlak kırılmaz plastikten değil şekilli ve porselen : kola 5 tl
garson "ne veriyim abime" değil de "önden ne alırdınız?" diyorsa : kola 6tl
hamburgere kürdan batırılmışsa : kola 7 tl
menüde fiyat yazmıyor ve pahalı bir kitapçıksa : kola 8 tl
masalarda giydirilmiş sandalyeler varsa : kola 10 tl
şef masaya geliyor ve üniformasında bayraklar ve ismi nakışlıysa : kola 16 tl dır.
bu durumda yapılacak en iyi şey sadece kola içmektir. menüdeki en ucuz şey odur.
2.
Babanız yaşındaki adam fransız uşağı gibi hal ve hareketlerdeyse kola 16 lira.
3.
Mekandan bahsetmek istedim;
Suyun cam şişede gelmesi
Karabiberin yuvarlak top şeklinde masada olması( daha gelişmişi için garsonun ilave edeyim mi efendim demesi)
Ama gördüğüm en pahalı restoran:
Kat kattı, her katta asansörde aşağı-yukarı buttonları yerinde kaçıncı kata çıkacağınızı seçeceğiniz ekran olması.
4.
Şarap menüsü varsa pahalıdır. Yoksa makul ölçüde pahalıdır.
5.
vale varsa kola 20 TL ve kadehle gelir.
6.
Müşterileri konuşurken "Globalleşen dünyada..." diye başlayan cümleler kuruyorsa orası pahalı bir mekandır.
7.
alevin ustunde sos tenceresi sallayan önlük giymiş ahçı varsa ve siz bu ahciyi oturduğunuz yerden görüyorsanız artık daha fakirsiniz demektir.