menü tekrar tekrar okunduğu halde, yemeğin ne olduğunun anlaşılmaması. şarap seçimi için ayrı menü gelmesi. aykırı bir saatte gitiğinizde mekanın bomboş olması. kapının önünde şöförlü arabaların beklemesi. + yukarda sayılanlar.
jilet gibi takım elbise giymiş, eli yüzü düzgün bir çocuk sizi karşılıyorsa (taş gibi hatun değil bakın),
Lavaboda kurutma makinesi ne bileyim peçete falan değil de tek kişilik küçük havlulardan varsa (bi tık üstü lavabodan çıkmanızı bekleyip size havlu uzatan bir çalışan olması),
Musluklarından yaz kış sıcak su akması (bu her mekan için geçerli değil az da olsa saçma sapan yerlerde de bunla karşılaşabilirsiniz),
Tabii ki çok zor rezervasyon yapılabiliyorsa,
Tek istisna bile yaşamadan suyunuz, rakınız, tabağınız işte ihtiyaç neyse siz elinizi kaldırmadan garson anında çözüyorsa, (burada detay şu siz garsonun varlığını unutuyorsunuz ama. Başınızda dikilmeden devamlı izlendiğinizi hissettirmeden bir anda çat gelip çözecek. Yani kalabalık personel değil demek istediğim),
Vestiyer bölümü olması (ama derli toplu bir vestiyerden bahsediyorum),
ortamda duvara asılı bisiklet varsa, klasik müzik çalıyorsa, charlie chaplin ya da marilyn monroe posteri arzı endam ediyorsa başlığa cuk oturan mekandır.
masaya oturur oturmaz padişah fermanı gibi menü defteri önünüze geliyorsa ve garson nezaket üstü bir samimiyet sergiliyorsa geçmiş olsun, hesap ödeme vakti konkordato ilan edebilirsiniz.
Geçenlerde Tattooine gezegenine gittim, sahibi mühendis tarafından terk edilmiş bir mecha'nın yanından geçerken bir anda gözleri kıpkırmızı yanmaya başladı ve sisteminin devreye girdiğini anladım.
Yanımda da lightsaber'ım yoktu.
E haliyle bir an için öleceğimi düşündüm ve direkt ters takla atarak oradan uzaklaşmak zorunda kalıyordum ki birden gözlerindeki ışıklar söndü.
Bunu ise karanlıkta onun gözlerinin yaydığı kırmızı ışık kaybolduğu an fark ettim.
Anlayacağınız bayağı bir kazıkçı mecha'ydı.
Az kalsın korkudan kalp krizi geçirtiyordu bana ama kendini aktif etmek için yeterli enerjisi yokmuş.
mekan sahibinin sürekli gidip gelip "hoşgeldiniz efendim, nasılsınız efendim, yemekleri nasıl buldunuz efendim, vıdı vıdı efendim, bıdı bıdı efendim" gibi sizi darlamasıdır. hesap öderkenki kalp krizi yüzünden vicdan yapıyorlar herhalde.
montunuzu çıkarmanız ve giymeniz sırasında size yardımcı olan mekanın garsonlarıdır. sandalyeye oturmadan önce de sandalyenizi çekerler. ve ''efendim'' diyerek hitap ederler. samimiyetsizlikten bayılasınız gelir. ben sizin niye efendiniz oluyorum diye cevap veresiniz gelir. bir de tuvaletleri saray gibiyse. böyle stüdyo daire gibi tuvaletleri varsa. sıçarken duvardaki pahalı tabloları görüyorsanız. ahaha
Servis iyiyse suphe ederim abi
Bi adana yemeye girmissin dukkana adam 6 7 cesit meze getiriyor daha adana gelmeden masaya
Tabi hepsinden azar azar toplasan maliyeti 1 lira yoktur maksat goz boyama sonra bi bakmissin 20 liralik adana 50 lira olmus.