geçen hafta sonu başlayan nike halı saha futbol ligine daha önceden başvurumuzu yapmıştık.* ilk maç
geçen cumartesi saat 10 u 10 geçeydi. neyse efenim halı saha eskişehir yolundaki halkbakın yanındaki yurtkur tesislerindeydi. maçtan önceki gün arkadaşım bana attığı mesajda "yarın sabah 1 de maç var. halı sahaya biraz erken git." demişti. kendi kendime öğleninin saat 1 i ne zaman sabah oldu diye sormuştum. ama takmadım kafama.
maç sabahı gelen telefonla uyandım. maç saat 10 daymış mesaj gönderirken 1 in yanına sıfır koymayı unutmuş. hemen apar topar giyindim. eşyalarımı hazırladım ve evden çıktım.
kahrolası ego otobüsü son anda kaçmıştı. zaten maç geç kalıyordum bir de son gelen ego yu kaçırmıştım. la havle deyip otostop çektim. bazen bende eşek şansı olduğunu düşünüyorum. çünkü otostop çekmek için elimi kaldırdığım sırada bir araba önümde durdu. atladım arabaya tam da halkbank a gidiyormuş. Adam halkbank ta
Çalışıyormuş. adamla epey muhabbet ettik ki kendisi eski futbolculardanmış. o sırada kafamda şimşekler çaktı. amk maça gidiyorum lensimi takmayı unutmuşum. gözler zaten 2 numara top ayağıma gelse kendi kaleme atsam tribüne koşup gol sevinci yapacağım. artık çok geçti. gözümde üflesen düşecek olan fedakar gözlüklerimle maç yapacaktım. lisedeyken hep gözlükle maç yapmıştım zaten. o yüzden fazla zorlanmayacağımı düşündüm. adama teşekkür edip arabadan indim. bizimkiler çoktan giyinmişlerdi. hemen soyunma odalarına yöneldim. bizim soyunma odasına gidim. 7 numara ribery formamı giyip arkadaşlarımın yanına gittim.
maçtaki taktiklerimiz hazırdı. toplar orta sahada bende buluşacak ben de ya sağdan giden kamyon erkana pas atacak ya da soldan giden messi şahana pas atacaktım. sonra da gole gidecektik. kalecemize çok güveniyordum. aramızda yaptığımız maçlarda iyi oynuyordu. gerçi pek top gelmiyordu ama nasıl derler kalesinde güven veriyordu.
maç saati geldi. apaçi kılıklı görevli sarı nike formalarını dağıttı. 7 numara benim ribery formasının 7 sine cuk oturdu.
ısındık biraz. sonra hakem geldi. "küfür edeni s.kertirim pardon kırmızı kart veririm" dedi. maç sonrasında konuştuk.
inci sözlükte yazıyormuş.
neyse top kale derken kale bizim takıma çıktı. ilk önce,
ifadesiyle maç başladı. bu arada gözümden fırlayan gözlükler hakemi uyardı ve gözlüklerimi elimden aldı hakem. gözlükle maç yapılır mı lan dercesine baktı. elin arka cebine gitti. sonra kart çıkarmadı. herhalde kıçını kaşımıştı. güldüm hakemin suratına doğru. sen görecen şimdi der gibi tekrar baktı suratıma. sonra yine arka cebine götürdü. yine tırstım kart geliyor sandım. yine kart gelmedi. anlaşılan gece hakemin kıçını sivrisinek sokmuştu. tekrar güldüm.
ilk atağı biz yaptık. bir, iki derken üçüncüyü çalımladım. sağıma baktım kamyon erkanın fren boşalmıştı. soluma baktım messi şahan topsuz alanda kendinin iki katı olan rakibine omuz atmaya çalışıyordu. kaleye baktım nerden baksan 1.90 lık kaleci. sağ ayağımın üstü ile topa öyle bir geçirdim ki o maçtaki en önemli pozisyonumuz direği yalayarak dışarı çıktı.
hakem yanıma gelip "7 numara iyi şuttu" dedi. lan daha önce bir çok kez okul takımında oynadım bir sürü gol attım hiç hakemin aferin güzel şuttu dediğini hatırlamıyorum.
neyse efenim atak sırası onlardaydı. sakin bir şekilde iyi pas yaparak ceza sahamıza girdiler. "kalecemiz iyi tutar onu" diye düşünüyordum ki beşliğinden geçen top ağlara gitti. yardılar lan bizim kaleciyi. o golden sonra ilk kez santra yapıyordum o maçta. fakat daha çok santra yapacağımı henüz bilmiyordum
sonrasında takıma biraz moral vermeye çalıştım.
callofcu: hadi beyler bir golden bişey olmaz. moral bozmayın. toparlanın. olum şahan gel abi al topu benden yaklaş biraz.
şahan sandığım: ne şahanı olum ben erkan. callofcu: lan kamyon ne bileyim lensimi takmayı unutmuşum sabah çıkarken.
erkan: neyse abi zaten gidişatımız da pek iyi değil. fark yemesek bari. callofcu: ne farkı olum ortada bir fark varsa o da bizim attığımız farktır.
böyle konuşmalar fayda vermedi. dakika 5 olmuştu ki 2. golü de yemiştik.
callofcu: yapma be olum o gol de yenir mi?
kaleci yusuf: abi adamlar 3 e tek geliyorlar. hangi topu tutuyım. callofcu: mehmet allahını seviyorsan defansa gel olum. forvette ne işin var lan
mehmet: abi ben gol kralı olcam. callofcu: la bi siktir gel lan buraya.
mehmet : tamam abi.
yine topu santra noktasına koydum ki futboldan anlamayan mehmet rakip sahada.
callofcu: lan mehmet gelsen olum bizim sahaya.
mehmet: abi pas ver bomboşum burda. callofcu: amk daha santrayı yapmadık lan.
mehmet: ha öyle desene abi bende neden beni kimse tutmuyor diyorum. callofcu: sanki tutsalar gol atacaksın.
mehmet: bir şey mi dedin abi? callofcu: yok yok devam et sen.
sonrasında goller peşi sıra geldi. goller geldikçe tabii ifadeler de değişti.
callofcu: lan kaleci yusuf folloş oldun lan. senden tek isteğim sadece bir kez topu tut olum. bu ne hal lan.
kamyon olum sağ kanat benim dedin sağı parsellerim dedin daha rakip sahaya geçemedin.
lan şahan sana messi dedik sende messiye benzeyen sadece boy varmış.
mehmettt allahını seviyorsan defansa gelll.
zaman geçiyor yediğimiz golleri sayamıyordum. maç 30 dakikaydı. maç bitti. hakemin yanına gidip kaç kaç diyesordum. 15-2
dedi. o 2 golü ne ara atmıştık hiç hatırlamıyorum. her 2 dakikada 1 gol yemiştik. santra yapmaktan başım dönmüştü. lan
şaka maka 16 kez santra yapmıştım.
kaleceimiz folloş olmuş, defansımız ortadan ikiye ayrılan karpuz gibi yarılmış ve sonunda yediğimiz 15 gol.
bana koyan 15 gol değil de maçın bitmesine dakikalar kala rakibin bizim kaleciyi çalımlayıp kıçlarıyla gol atması ve kaleciye ortada sıçan oynatmaları.
abi 1 değil 2 değil 5 değil 10 değil 15 gol atılır mı? rakibe saygı, futbola saygı kalmamış. saygın yok bari acı şu takıma.
neyse efenim bir dahaki maç nisanın 10 unda. o zaman kadar antrenman yapmamız gerekecek.
_____________________________________________________________________________
edit: biraz uzun olmuş lan. okuyanın sabrına hayran kalırım.
_____________________________________________________________________________
