hiç güzel bit kitap değil zaman kaybı. konu çok güzel ama anlatış tarzı hoş değil ve bu yüzden kitap sizi bir türlü alıp bir yerlere götürmüyo akıcılık yok..
insanı çocukluğuna götüren kitaptır. sadece 1970'lileri değil 80'lileri de kapsar. yazar gerçekten çok iyi bir gözlemci. bizim bile unutup gittiğimiz ayrıntılara kitabında yer vermiş. 80'lerde çocuk olanların okuması gereken kitaptır.
teknoloji gelişti aç bir telefon sor dimi;
"-alo
-şekerim napıyosun?
-aa iyiyim napiim iste sofrayı kaldırdım. tv izliyorum. sen ne yapıyosun?
-ben de işte ne yapiyim,bizim bey yine maç izliyo, ben de sana geliyim diyorum,müsaitmisin?
-gel gel,hadi bekliyorum.
-tamam hadi görüşürüüüüzzz" bitti bu kadar.. 20 sn ni aldı konuşmak.. ama ne gereği var evde bir adet ayak işçisi var. o giyinsin kalksın o kişinin evine kadar gitsin, zili çalsın,utansın sıkılsın,reddedilmekten korkarak o büyük insanın kendisini muhattap alma derecesini görsün,sonra da cevabını cebine atıp eve dönsün. hadi olumlu cevap aldıysa neyse de ya müsait değilim derse.. şimdi bir de anneye sanki müsait olmayan komşu teyze değil de kendisiymiş gibi bu gerçeği açıklaması lazım. çok zor bir iş bu coook..**
küçükken her yurdum insanın başına gelen can sıkıcı insanı ezdiren bir diyalog.bir de bunun "sizde varsa annem bi fincan hede istedi" versiyonu vardır.komşudan gelen tepkilere göre çocukların ezik büyümesine yol açabilir bu tip diyaloglar.hatta çocuklar içlerinden "allahım büyüyünce hepinize göstercem" tarzında cümleler kurabilir.
annelerin küçük çocuklarına yaptığı bir işkence. gidilir, kapı tıklatılır ,müsaitseniz annemler size gelecek denilir!eğer o şahısların işleri varsa olan çocuğa olur. kendini ezik psikolojisindeki biriyle eş değer hisseder. *
tam olarak o dönemlerde çocuk olmasam da, okurken o dönemleri yaşatan kitaptır. özellikle de televizyonun ülkemize yeni geldiği yılları anlatma tarzı çok hoştu.