okulun ilk yılında okul takımına koçluk yapan, eski komando, beden eğitimi hocası o esnada fark yiyen takıma konuşma yapıyor yalnız heyecandan biraz fazla bağırınca tüm okul konuşmayı duyuyor.
-kendinize gelin lan! karı gibi oynuyorsunuz, adamlar sizi pantolonun üstünden götürmeye razı siz donunuzu indirip ellerine bir de vazelin veriyorsunuz.
iki salak * tarafından hocanın masasına pink floyd the wall şarkısı yazılmıştır. zaten hiçbir türkçe dersine girmedikleri için bu iki öğrenci müdürün odasından çağırılmıştır o gün.. ama birden kapı çalınır ve müdür bey içeri girer.. herkes ayağa kalkar ve müdür bey sorar.
+arkadaşlar geçen çıkmayan kalemle örtmen masasına bşyler yazılmış.yarım yamalak ingilizcesiyle:yok bizim eğitime ihtiyacımız yok,defol git örtmen die. kim yzdı bunları? ailesini arıycam. zaten diğer masayı boş sınıfa aldırdık.. ödeyecek parasını.
çok tırsan ama cesaretli iki öğrenci: biz yazdık hocam ama o kalem çıkıo..
+valla ben anlamam çıkmadı işte.. tenefüste yanımıza gelin konuşcam sizle...
tüm ders plan yapmakla geçer ve zil çalar...
tenefüste koşa koşa o masa bulunur ve 5-6 kişi tarafından temizlenir. sonra sırıta sırıta odaya gidilir. 'hocam siz çıkaramamaşsınız ama biz çıkardık yazıyı ayrıca o bir şarkıdır pink floyd un..'
müdür dumur olmuş bi şekilde: nie çıkardınız? kem kümm ljkhdf.
disiplin cezasından kıl payı kurturulmuştur o gün..
lise sondayız okulun son günleri artık ve matrix furyasının zirvede olduğu dönem. bir kağıda matrix yazılır ve arkadaşa takılır. 4-5 kişi arkadaşı uçma pozisyonuna getirerek koridorda gezmeye başlanır ki müdür bir anda karşımıza çıkar ve direk arkadaşı müdürün önünde bırakarak hızla kaçılır, garibim arkadaş da ama ama şeklinde müdürün karşısında kala kalır.
yatili lisede* bir rehberlik dersindeyizdir. derste iki kisi ayaga kalkip digerinin hareketlerini taklit etmektedir. iki erkek arkadas ayaga kalkar ve taklit edilen sebeklige baslar, ellerini kollarini bir o yana bir bu yana sallar durur. en sonunda ayaginin tekini iyice havaya kaldirir, onu taklit eden arkadas da ayagini kaldirir ama tam o esnada caaarrttt diye bir ses duyulur, arkadasin pantolonu orta yerinden yirtilmistir, altina kisa bir boxer giyen arkadasin sag testisinin bir kismi kenardan disari firlar, isin kotusu testislerin ciktigi acida sinifin kizlari oturmaktadir ve herkes yerde puflarin ustune uzanmistir. yani olay cok net bir bicimde gozlenmistir.
gulme krizlerinden sonra zaten rezil olmaya alismis olan arkadas ustundeki suveteri cikarip bebek bezi gibi gotune baglayarak olaya daha da sebeklik katip yatakhaneye gider.
basket potasının arkasındaki lağım çukuruna arkadaşı koştururken yada oraya doğru giden topu durdurmak için koşarken düşülmesi. ayağın bok kokması, şırp şrıp şeklinde (helede spor ayakkabıysa) çorabın ıslaklığın ötesine geçmesi, eve gidilip ayakkabı, çorap ne varsa yıkamak için çıkardığında ayak parmaklarının hepsinin yaşlı suratına döndüğü gibi, vb, vs durumlar.
biraz kafadan kırık bir arkadaşım biraz sinirlendigi felsefe ögretmenimize şaka olsun diye sınıfın ortasında döner bıcagı ile kavun kesmeye kalkışması ve bunu gören ögretmenin* düşerek bayılması. (bkz: bizzat yaşanmıştır) *
-tokat attığı icin öğrenci tarafından hoca'ya şikayet dilekcesi yazılması
-aynı hocanın ertesi yıl intikam amacıyla gec gelen öğrenciyi kılık kıyafete uymayan öğrencilerle birlikte görüp disipline vermesi
-disiplin kurulunda bu öğrencinin bu hocaya durumu anlatması, hocanın anlamaması uzerine butun hocaların önünde kendisine dümdüz gitmesi
-disiplin kurulunda ifade vereli 15 dakika dolmadan aynı öğrencinin yanında baska bi öğrenciyi döve döve kurulun bulunduğu odaya sokması, aha bu pezevenk benden sigara istedi verdim icti, ikimizi de disipline verin demesi
-hocaların bu durum karsısında donup kalması
-kopye cekmekten sıkılan öğrencinin hocayla kafa bulurcasına ya hoca ben sıkıldım bu kadar bariz cekmekten al su kağıdı da bi 0* yiyelim karneye demesi.
-okuldaki en iyi nota sahip olduğu derse gelen hocanın öğrenciyi surekli kucumsemesi uzerine öğrenci yazılıyı erken bitirip, " hoca suna bi bes ver de gideyim, bos yere benle vakit kaybetme, bos vaktinde kafana takılanları sor bana" şeklinde ayar vermesi.
-son derste sınıf defterlerini toplamaya gelen kızın
-defteri alabilirmiyim hocam ? sorusuna
-bilmem alabilirmisin ? şeklinde hocanın cevap vermesi(ismi bende kalsın)
- tarih dersinde hocayla yaka paca osmanlı tarihi hakkında bir öğrencinin kavga etmesi.
bir arkadaşın okulun açık basketbol sahasına bir davet için kurulan tribünlerden destek alarak potalardan birine smaç basmaya çalışırken potayı tutturamayıp yere çakılması ve kolunu kırması. aradan 2 hafta geçtikten sonra bir başka davet için yine aynı mekana aynı tribünlerin kurulması ve aynı arkadaşın aynı eylemi bu sefer tek kolla denemesi ve neticede diğer kolun da kırılması.
Öğrencilerin hocalarla beraber kantinde oturup çay ve sigara içmesi, Öğrencilerin bıyıklı okula gelmesi, Okulda çıkınca hocayla beraber içki içmeye giden öğrenciler olması bir lisede yaşanacak dumur ama gerçek olaylardır. Kadıköy Akşam Ticaret Meslek Lisesinde bizzat şahit olduğum durumlardır. zaten okula kayıt olabilmek için 18 ve üzeri yaş şartı olduğu için öğrenciler, zamanında liseyi bırakmak durumunda kalan, 19 ile 45 yaş arasında ki çalışan kişilerdir.
zaman dilimi lise son sınıftır. derste sakız çiğneme modası başlar. ancak özellikle şekersiz, tercihen falım olacaktır. görev; sakızı öğretmenin gözü önünde çaktırmadan çiğnemek, yeterli kıvama gelince de çiğ köfte misali tavana yapıştırmaktır. bir olur iki olur üç, dört, beş derken kafa kaldırılıp tavana bakılınca samanyolu misali bir yıldız galaksisi oluşmuştur sakızlardan. bir süre sonra durum idare tarafından da anlaşılır; ancak bu noktada tüm sınıf tek yürek olur ve daha haylaz bilinen öğleden sonraki gruba ihale edilir. *
okul dağ başındadır. kaçmak şarttır. eldeki tek araç ise okulun yanındaki köyden geçen traktörlerdir. bir el sallanır. traktör izbe bir yerde kibarca durdurulur. arkayı dörtleyelim esprilerine gülünen zamanlardır. şen şakrak köy geçilir. tam anayol gözükmüştür ki size yetişen okul servisi hizmette sınır yok misali yanınızda bitiverir. traktörle başlayan yolculuğunuz giriş , servisle okula geri getirilmeniz gelişme, müdürün odasında başlar önde duruş pozisyonu ise bu hikayenin sonucudur.
- okulun en psikopat öğretmeni
+ okula kafası güzel gelmiş psikopat kabadayı kılıklı öğrenci
-ulan ders sırasında kantinde niye geziyorsunuz?
+sanane lan oros.u çocuğu!
-!?!?!? ne diyon lan se.... burada psikopat öğrenci psikopat hocaya tekme tokat dalar
sonuç; psikopat öğretmen hastaneye, psikopat öğrenci ise başka bir liseye zorunlu geçiş yapmıştır. *
hastayım diyerek rapor alan ve birkaç gün okula gelmeyen müdürün gazetelerin spor bölümünde aziz yıldırımla aynı karede görülmesinin ardından fb nin yurt dışında oynadığı maça gitmek için rapor aldığının anlaşılması.
ahmet şimşek koleji yönetimi 2001 yılında, okulun yanına içinde halı saha, tenis kortu, olimpik yüzme havuzu, kapalı basket salonu falan olan muhteşem bir spor kompleksi yaptırmıştı; haliyle bütün öğrenciler beden eğitimi derslerinde oraya gidiyordu ve yine haliyle okulun bünyesinde bulunun kapalı spor salonu artık bomboştu ve inanılmaz olaylar silsilesi işte böyle başladı:
mekan nelere tanık oldu yıl yıl anlatayım;
2002: chaotic good ve arkadaşları mekanı keşfettiler, lgs öncesi sessiz sedasız okul içinde ders çalışabilecek bir yer bulmuş olmanın sevinciyle mekanda ineklediler. yönetim farketmedi.
2003: birbirlerinden kopamayıp yine aynı okulu tercih eden, mal chaotic good ve onun mal saz arkadaşları dünyanın en orgazmik içeceğini keşfettiler. dönem sonuna doğru mekanda çok ciddi bira düellolarına giriştiler.* aralarında son sınıfların da bulunduğu dört arkadaşlarını alkol koması eşiğinde kartal devlet hastanesi'ne yetiştirdiler. yönetim yine farketmedi.
2004: lise ikide fen derslerinden kurtulmanın verdiği haz ve öss stresinden hala bir nebze uzak olmanın verdiği gazla, henüz 16'sında bira göbeği yapmış chaotic good ve bira göbeği yapmış arkadaşları işbu mekana iki play station, üç televizyon, bir pinpon masası ve bir midi buzdolabı aldılar, mekanın ışıklandırmasını boydan boya değiştirip, hayatlarının önemli bir kısmını burada geçirmeye başladılar. ikinci dönemde kantinden araklanan masa ve sandalyelerle burada resmen bar işletiyormuş gibi takılmaya ve ceplerine ciddi meblalar sokmaya başladılar. mart ayında, bira düelloları ve kumarı yasaklayıp, format değiştirdiler, mekana altı tane nargile aldılar, bütün okul kavun kokmaya başladı, yönetim hala farkında değildi.
2005: her şey güllük-gülistanlık gidiyordu. angut chaotic good ve onun hiper angut arkadaşları henüz sene başında bilardo masası ve pinball için para biriktirmeye başlamışlardı bile. ne olduysa o gün oldu. chaotic good'un angut arkadaşlarından biri, bir diğer angut arkadaşına sözlü bir sataşmada bulundu. iki arkadaş bakıştılar. bir anda ikisi de televizyonları, play station'ları, masaları, nargileleri mekanın bir köşesine yığmaya başladılar. ne olup bittiği anlaşılmıyordu. herkes şaşkınlıkla bu iki denyoyu izliyordu ki, çocuklar 2002 yılından beri bir köşede çürümeye yüz tutan jimnastik minderlerini eski yerlerine serdiler. minderin üzerine çıkıp, gömleklerini çıkardılar ve birbirlerine daldılar. şaka yapmıyorum, ağız-burun daldı herifler birbirlerine. öldüresiye. kimse karışmadı kavgaya, herkes hala şoktaydı. teki pes etti sonra, ikisi de birbirlerine sarılıp, öpüşerek kavgayı bitirdiler. kavgada yenilen ve hala burnundan oluk oluk kan akan iki nolu denyo şok içinde olan kalabalığa döndü ve şöyle buyurdu:
"beyler... dövüş kulübü'ne hoş geldiniz"
dövüş kulübü yedi ay boyunca, günde 50 seyircinin üstünde ortalamasıyla popülerliğini korudu. ne zaman ki son dokuz dövüştür yenilmeyen altın boynuz hüseyin'in karşısına, mekanı ilk keşfeden hoca olarak gelen süleyman ünsal (kendisi din hocasıydı) çıkmaya ikna edildi; o zaman oraların tadı kaçtı, eski keyfi veremedi. biz de dağıttık.
**
bu entry'de bahsi geçen olayların hepsi 2002-2005 yılında, ahmet şimşek koleji'nde, şimdi ilkokul yönetimine giden merdivenlerin altında bulunan gizli kapıdan ulaşılabilecek eski spor salonu'nda geçmiştir. bir gram abartı ve yalan yoktur.
sınıfların ergen gençler yüzünden her daim iğrenç kokması. bunu ancak büyüyüp tekrar okudukları okula ziyaretleri sırasında farkederler ve belkide bu farkediş yaşanabilecek dumurlar içerisinde en geç gelen lise dumurudur. bunun birde okunan ilkokulu tekrar ziyaret etme aşaması vardır ki insan kendinden tiksinir. **