almanca dersinde kopya çekmiş ve kopyasını ceketin koluna saklamış arkadaşın, sınavı bitirip kağıdını öğretmene uzatırken kopyasını yere düşürmesi, hocanın bunun üzerine "gel gel kopyan düştü" demesi ve arkadaşın gidip yerdeki kopyayı alması. insan "hocam o benim değil" falan der ya. *
Sigaradan, politikadan, yasak yayından disipline gitmiş olmak, tüm bunlara rağmen Onur kurulu köşesinde ki fotoğraf albümünde en başta fotoğrafınızın olması. **
ders boyunca öğrencilerin gevezeliğinden bıkan öğretmenin sınıfın en sessiz ve kendi hâlindeki öğrencisinin bir tek konuşmasını yakalayıp sınıftan atması. sınıfça dumura uğramıştık.
tenefüste üst kata çıktığımda buram buram sucuk kokusunun burnuma vurmasıyla birlikte anladığım olaydır. adamlar sınıfın kapısının önüne masaları çekip girişi kapatmış, içerde camı açıp önünde mangal yapmaya başlamış. **
okulun yüksek duvarlarından tellerin üzerinden atlarken fizikçinin üzerine düşmek.disiplin cezası alındığında okuldan kaçmaktan değilde öğretmene zarar vermeden ceza almak.
sınıf kapıları dışa açılan bir lisede (bkz: mehmet ali büyükhanlı) tenefüs esnasında sınıftan çıkmak için kapı açılır ve birden kapının ardından inleme sesleri yükselir. işte o ses tenefüste koridorda koşmakta olan, yerinde duramayan ergen öğrencinin sesidir. bu öğrenci aniden karşısına çıkan çelik kapıya (evet evet sınıflarda çelik kapı var) burnu ile son sürat çarpar ve yerde kıvranmaya başlar. işin daha vahim olan tarafı ise her şeyden habersiz şekilde, hiçbir kasıt olmadan kapıyı açan ben, öğrencinin burun kemiğinin kırılması sebebiyle disiplin kuruluna sevk edilirim. neyse ki aklı selim birkaç öğretmen sayesinde bu olaydan bir ceza almadan sıyrılır, bir sonraki ders öğrenime devam ederim.
okulda herkesin korktuğu, herkese düşük not veren biyolojiciyi hafta en az 3 defa ders sırasında sorduğum sorulara, yaptığı yorumlara cevap veremeyip göt etmek bunun sonucunda veli toplantısında anneye, babaya "sizin oğlunuz çalışmıyor, tembel, soru sormuyor*, yarış yapmıyor*" gibisinden laflar sarfetmiş ama annemle babamı önceden uyardığım için eve geldiklerinde gülmekten kırılmışlardı.
edebiyat hocasının ders boyu kıvranması, zile yarım saat kala falan kıçını tuta tuta dışarı fırlaması.. 2-3 dk kala geri gelmesi, defteri imzalarken "benden sonra tuvalete girecek hocaya acıyorum" demesi. sınıfça gülmekten sıçmak.
notu kıt fizikçinin sınav kağıtlarının arasına kendi cevap kağıdını karıştırması ve sınıfta sınav notlarını okurken;
-bir tane isimsiz kağıt var 60 almış.
demesi. *
olmayan sınav kağıdına 70 vermek. en kazık tarih sınavının sonunda hoca kağıtları toplarken o hengamede x kişisi * kağıdını vermez. sınavlar okunur, herkesin notlar dökülür, x kişisinin olmayan kağıdı 70 almıştır. * (bkz: hocam kağıdıma bakabilir miyim)
kantin fiyatlarının coşması üzerine kantinde protesto yapılması
müdürün gelip olay yerini dağıtmasının öğrencileri yıldırmaması. imece usulü sınıfa karton karton yumurta, kilo kilo biber, domates, bir sandık ekmek, tabak, çatal, büyükçe bir tava ve piknik tüpü getirilmesi. bu araç gereçlerle sınıfın ortasında angelistadam ustanın tarifiyle menemen yapılması. bir tabak menemen ve bir ekmeğin de öğretmenler odasına götürülüp hocalara ikram edilmesi.
menemen partisinden sonra uzun eşek oynarken kapının yerinden sökülmesi. kapı için gelen müdürün sınıfın ortasındaki tava ve piknik tüpünü görmesi. "sizin yaptığınızı ameleler yapmaz" deyip gitmesi. bunun üzerine sökülen kapının yerine gazete kağıdı asılması ve ortamın iyiden iyiye şantiyeye çevrilmesi.
(bkz: bursa atatürk lisesi)
edit: kötüleyen arkadaşa selam olsun. tabii ki kapıyı bilerek sökmedik, kaza sonucu oldu. yoksa devlet malına kasten zarar verecek kadar hayvan olmadık hiç bir zaman.
okul içerisinde müdürden kaçarken, çok sevilen ama sözünü pek dinletemeyen elazığ şiveli din kültürü hocasının dersine dalıp (zemin kattaki sınıfta ders işlemektedir başına geleceklerden habersiz)"kolay gelsin hocam" diyip pencereden 6 kişi art arda dışarı fırlamak.
bizi değil de derstekileri ve mehmet hocayı çok dumur etmişti bu durum ben öyle okudum suratlarından.
dün zuhur eden olaydır. müdür yardımcısı okulun 2. katında bulunan öğretmenler odasından okulun bahçesini seyretmektedir. daha önce gömleğini dışarda gördüğü ve uyardığı öğrencinin, yine gömleği dışarda bir şekilde okul bahçesinde gezdiğini gören sevgili sinir hastası okul müdür yardımcısı, ilk önce çocuğa seslendi, ardından cep telefonunu çocuğa fırlatması olayıdır.
bu olayın ardından telefon fırlatılan çocuk facebook'ta grup açmış "x hoca iphone fırlatsın diyenler" diye. bununla da yetinmemişler, "x hocaya iphone alma kampanyası" adında da bir etkinlik oluşturmuşlar. sonra götleri yemedi, sildiler tabii grubu.
Sıraya falçatayla bişiler kazımak * daha sonra bunu gören hocalar kim yapmş biliyor musun bunu ceklanelini diyince vala bilmiyorum hocam denmesi ve ardından hoca 7 ceddinize söverken bişi söyliyememek ve tenefüste ilk iş sırayı değiştirmek ve her küfrettiğinizde bir öğretmen veya okul aile birliğinden birinin arkanızda olması. (yada bi sırrınızı açıklarıken) (bkz: bahtsız bedeviyi çölde kutup ayısı .....)
bir önceki gün çantasını alıp saklayıp bütün gün işkence çektirilen liseli öğrencimizin arkadaşlarından intikam almak aracılığıyla herkesin aşağıda olduğu boş derste . arkadaşının çantasından telefonunu alıp başka birinin çantasına saklar.
daha sonra zeki arkadaşımız telefonu hangi çantaya sakladığını unutur . telefon aranırken çantalara bakar herkes, bulurlar der .öğlede okuldan kaçar.
lakin öyle olmaz telefon aranır bulunamaz müdüre gidilir. müdür kimseye söylemez biyoloji dersinde sınıf labaratuara indirilir sınftaki çantalar aranır sınıftaki en sessiz sakin kızın çantasında telefon bulunur. ardından gerçekleşen istiklal marşı töreninde müdür herkesin önünde o öğrenciyi çağırır bütün okulun önünde rezil eder telefonu sahibine iade eder .
uzun sinir krizlerinin ardından çalınan telefona gelen mesaj herşeyi açıklar.
