olay şöyledir. iki kız arkadaş okulun önünde servislerini beklemektedirler önlerinde duran bi grup kişi hakkında yorum yapmaktadırlar:
+estel şu çocuğu gördünmü ne iğrenççç ayyyy içim kalktı resmen
-hangisi ???
+şu önümüzdeki beyaz kazaklı iki metre sivri burunlu ayakkabısı olan arkası dönük bize
-hımmm... ayyy onların hepsi iğrenç
iğrenç dediğimiz çocuğun arkadaşı: oğlum lan kızlar senin arkanı yedi... hehehhehhhuuhuu
iğrenç çocuk: çok beğendiyseniz vereyim... hehehuhu
kızlar: ... **
iki erkegin uygunsuz sekilde yakalanmasi. yasanmis mi bir efsane mi bilinmez ama mersin'in guzide okullarindan birinde bahsi gecmektedir belki de sadece bir sehir efsanesidir. (bkz: yusuf kalkavan anadolu lisesi/#2086349)
-okulun balıklarının akvaryuma sıvı sabun döken bir grup ögrenci tarafından öldürülmesi
-geri dönüsüm kutusu atese verilerek okulun yakılmaya calışılması..
hoca: oğlum neden bu kadar düşük aldın?
`maksat muhabbet: yapamdım hocam, anlamam kimyadan.
hoca: kopya çeksene. maksat muhabbet: ( gülerek) yanımdaki de yapamamış hocam.
hoca: bana sorsaydın. maksat muhabbet: +'^+%&+/&+&/^&%++%
---
öğretmenler kapısının önünde beklerken, içerden hoca seslenir.
hoca: ne bekliyosun. bişey mi diceksin?
m.m. : yok hocam. bişey demicem.
hoca: diyemezsin zaten!
m.m. : +%^&%^%%+%
öğretmen masasının üstüne 20 ergen liselinin fort faaliyeti için çıkıp akabinde masayı kırması.
kız erkek yatakhanesi bir duvarla birbirinden ayrılmış olan binanın mevzu bahis duvarını uzun eşşek oynayan aynı ergen liselilerin yerinden oynatması.
içinde cüzdan, cep telefonu gibi maddi değeri olan şeyler varken öğrenci dolaplarından test kitabı çalınması.
bir hocanın başka bir hocanın dersine girip xx öğrencisine militan muamelesi yapıp, sayıp sövüp çıkıp gitmesi ve xx in sakinliğini kaybetmeden sırasında öylece oturması.
Çıkışta istiklal marşı okunacağı gün (cuma günü olur) okuldan kaytarırken halı sahanın yanından geçen beden eğitimi hocasına yakalanmamız ve kulaklarımızın çekilmesi durumudur. *
ders saati icerisinde aranan ogretmenin hangi sinifta oldugunu anlamak icin teker teker sinif kapilarinin deliklerinden bakilmaktadir. sonunda ogretmen bulunmustur. yandaki arkadas da bi heyecanla bu sinifta mi diye bakar. bu olayi baska bi ogretmen gorur ve:
ogretmen: napiyorsunuz orda?
taz: hiic hocam sinifi gozetliyoduk da!
ogretmen: niye?
taz: aradigimiz ogretmen bu sinifta mi diye.
ogretmen: ee buldunuz mu bari?
taz: ewet bulduk da o yuzden sinifi dikizliyoruz zaten *
ogretmen hic abartisiz 5 dakika boyunca orada agzi acik beklemisti.
okula sakalla gelen öğrencinin derse alınmadığı gibi dışarı da salıverilmemesi veeee
eline verilen traş bıçağı ile köpüksüz traş olmasının istenmesi..
yüz kan içinde tabi..
zavallı uşak..sen misin okula sakalla gelen!.. emrah mıydı adı ya?..
müdür yardımcısının, aynı zamanda geometri hocasının -nam ı diğer mukus- sürekli burnunu karıştırması. eşit ağırlıkçılar tenefüslerde tahammül edemezken fencilerin sınıftan kusarak çıkması.. bir elde tahtada bir el burunda.. özel günlerde falan kutlayıp çiçek verecek olan seçilirken herkesin toz olması da cabası. *
yangın tüpünü boylu boyuna koridora boca etmenin ardından olay yerine gelen mudur yardımcısı gadzilla bayanın tepkisi;
-olum siz büyüksünüz bak bu bu ufaklara sahip çıkın bulun hangisi yapmış
+tabi hocam bu lise 1 ler böle terbiyesizlikler yapıyor işte.
hafta sonu, gizlice okula girerek okulun bilimum yerlerine işemek ve sıçmak ( müdür masasının üzerine, sporda kazanılan kupaların içerisine). dip not: *
1997 senesinde sınav sorularını sınav sırasında fm bandından arkadaşın yaptığı radyo vericisinden yayınlamıştık. bizden sonra aynı sınava girecek olan sınıftakilerin hepsi 100 almıştı.
fen lisesi olunca işler daha teknolojik oluyor tabi..
kopya çekip hoca anlayınca "hayır çekmiyorum" demek üstelik sıra arkadaşınızın ben kopya vermedim diye yalan söylemesi. hocanın hayır sizi yakaladım diye çok ısrar etmesi münasabetiyle hocaya sıra üstünden uçmak. dahası olaya büyün sınıfın karışması*. çok daha ilginci kimsenin ceza almaması sınavdan da 85 alınması. ***
hazırlıktayken 8-9 kişilik takımlarla uzun eşşek oynamak, ve sizin dahiyane fikrinizin okulda bir klasik haline gelmesi. herkesin sizin sınıfı örnek alarak bunu oynaması. sınıfınızın öğretmenler arasında bile efsane olması. uzun eşşek maçlarınızın bütün okul tarafından ilgiyle takip edilmesi.
- Öğle paydosunda okuldan kaçılması; fakat daha önce yağan yağmur sayesinde kayganlaşmış zeminde denge kaybı yaşanması ve sol bacak üstüne* düşülmesi, akabinde pantolonun çamur içinde kalması. Amaçlanan yere giderken sokakları temizleyen belediye işçilerine rastlanılması ve onlardan tazyikli su ile pantolonun yıkanmasının istenmesi. Okula temiz ama sırılsıklam bir pantolonla geri dönülmesi.
- Okulun arka kapısından 1 dakika içinde yüzden fazla öğrencinin kaçması.
- Okulun psikopat öğretmenlerinden birinin * dersi dinlemeyen öğrencilerden birinin eline kalem batırması.
- Okulun en sevecen öğretmenlerinden birinin * sınıfta çiğ köfte yoğurması, ama şahsın Gaziantep tarafından gelen bir gazla bir parça çiğ köfteyi tavana yapıştırması. O çiğ köftenin iki ders sonra gelen hocanın kafasına düşmesi.
- * Öğle paydosundan kaçarken müdür tarafından farkedilmek*. Müdürün "in bakayım." çağrısına kulak verip ters taraftan inip kayıplara karışmak.
- Soruları çalmak için öğretmenler odasına giren öğrencinin zamanı iyi tutturamaması ve tenefüs zilinin çalması. O çocuğun bütün bir tenefüsü öğretmenler odasındaki kanepenin altında geçirmesi.*
- Matematik hocasının resmen Mario (Super Mario Bros) karakterine benzemesi, hatta tıpatıp ikizi olması ve arkasından sürekli olarak "Mario" dememizin bizde alışkanlık haline gelmesi. Birimizin bu alışkanlığı onun derslerinden birinde "x hocam" yerine "Mario hocam" deyip günışığına vurması.
- Öğrencilerini oldukça seven resim hocamıza düzenlenen adi şaka. Açıklayayım: Efendim, bu hocamız bize* çok değer verirdi ve hatta derste resim yaparken kendi getirdiği kasetçalardan müzik dinletirdi. Yalnız bir gün iki kafadar hocamıza yeni ve güzel bir klasik müzik parçası bulduklarını ve bunu sınıfla paylaşmak istediklerini söyler. Buldukları parça Dark Tranquillity'den Freecard'dır efendim. Tabi parçanın ilk dakikası bitmeden, kasetçalar sınıftan itinayla uzaklaştırılmıştır.
- Din hocamız ile, gün bittikten sonra 3 defa (Bir: Okulda, iki: Beyazıt'ta, Üç: Karaköy Vapur iskelesinde) karşıdan gelmek suretiyle rastlaşmak.*