-oğlum bu sefer sevmicem.
*akışına bırak alicim.
-yok valla ciddiyim. kızı kendime aşık etcem.
*akışına bırak olum kasma.
-abi bak gör. dersimi aldım ben.
*iyi peki.
2 ay sonra
-abi cevap vermio, telefonlarıma, mesajlarıma.
*verir cok üstüne düsme.
-cok seviyorum abi.
*hay ben sanada, sevginede.
-abiii?
*sus, eşşeleşşek.
yediğiniz kore yemeğinden zehirlenmişsinizdir. elleriniz, ayaklarınız filmlerdeki gibi şişer,ve belki de son anda mideniz yıkanır. belli ki sizin için kore yemekleri biçilmiş kaftan değildir. olanların etkisinden kurtulup da sabaha karşı saat beşte gözlerinizi açabildiğinizde o'nu, kendinizden daha kötü bir durumda görürsünüz. sizin yanınızda bekleyebilmek için, annesinin baskısına * rağmen her akşam en geç saat dokuzda döndüğü evine gitmemiş, bir fukara gibi yere çarşaf serip üzerine yatmıştır, o saf güzelliği yerini bir masumiyete bırakmıştır. sizin debelenip inlediğinizi görünce bir çığlık patlatıp ayağa kalkmaya çalışır. o an yüzünü görürsünüz, ağlamaktan şişen ve kan çanağına dönen gözlerini, bir çocuk gibi titreyen dudaklarını, ve pembemsi rengi sarılık sarısına dönen tenini... size son gücüyle sarılıp ağlamaya başlayınca artık size bağlandığını anlarsınız. bu kızı da üzmeyi başarırsanız sizin hayvanlığınızdır.