e: selam
k: selam
e: oturabilir miyim?
k: tabii ki
e: e, madem sıra arkadaşı olduk o zaman tanışmak gerekir. ben ucak kullanan makinist.
k: ben de tren kullanan pilot.
aslında herkes tarafından kullanılmayan yöntemlerdir. yönteme gerek yoktur. direk eyleme dahil olmak gerekir, açık bir dille ifade gerekir. çalıyı dolaşmaya gerek kalmayan yöntemlerdir. zor değildir.
oturduğu yere sinsice yaklaşılır hatun kişinin, bir şeyler arıyormuş gibi yapılır arada bakınca tebessüm edilir en geç 2 dk içerisinde soru gelir
-pardon bir şey mi kaybettiniz ne arıyorsunuz?
+evet. kalbinize giden en kısa yolu arıyorum..
(sorunun şekline göre "-evet sizi gördüğüm an şuurumu kaybettim onu arıyorum" şeklindede cevap verilebilir )
bu da denenmiştir onanmıştır. bu kıyağımı da unutmayın.
bir arkadaşımın kızla olan mücadelesini hatırlatan yöntemlerden biridir.
kafedeyiz ben pc başına geçtim o dönemler internetli kafelerin baya tuttuğu dönemler şimdilerde ise bakkalın içini internet kafeye çeviriyolar bu da farklı bir tarz tabii. neyse iki tane kız kafeye geldi arkadaşım da kafede çalışıyor ama bir şekilde her gelen kızla muhabbeti var dallamanın.
kızlara içecek bir şeyler ikram etti aldılar içerlerken sohbete başladılar tabii ben de arkadan izliyorum takip mesafesini koruyarak.
bu bizim dallama kibarlıktan kırılır kızların yanında ve ben o dönemlerde çok kız arkadaş edinmenin kibarlıktan kırılma yöntemiyle olduğunu düşünürdüm şimdilerde biraz değişti fikrim o ayrı mevzu.
neyse kıza yaşanan bir muhabbet sonrasında "aramızda iletişim kopukluğu oldu" dedi
kız "efandım" dedi.
bu: "iletişim kopuklu oldu" dedi tekrardan ama sesi iyice tizleşti, kibarlıktan dümdüz oldu hıyar. tabii ben de arkada kızardım bozardım o sahneye şahit olunca. orada bitti ercan benim için. o artık okyanusun ortasında yüzme bilmeyen, debelenen kötü bir yüzücüydü.
işte orada karar verdim böyle olmayacaksın lan dedim, o tarihten sonra kafeye gelen her kızla önce ben tanıştım, ercan hep arkadan izleyen oldu. kızlara nasıl davranmam gerektiğini süper kahraman filmlerinde kendine inme indikten sonra kahraman olan kahramanlar gibi kavramıştım, gözlerim fal taşı gibiydi her ayrıntıya dikkat ediyordum.
dün akşam ne giymiştim diyen kıza bir ay önceki lensinin rengini söyleyip kızı şoke ediyordum. beni seviyor musun diyen kıza sevdiğimi söylemiyor tozlu yollardan dolandırıp kendime aşık ediyordum.
son iki paragrafın gerçekliğini kurcalamayacak olursak, kızın gözüne girecem derken kendini itin götüne sokabileceğin türden yöntemler olabiliyor. ercan'a ne oldu derseniz iletişim kopukluğu yaşamadığı birisini bulmayı başardı şimdi evli iki gün önce gördüm göbeklenmeye falan başlamış hınzır.
bir mekan da hoşunuza giden bir kız oldu ve oda size mavi boncuk verdiyse, direk gidip şirin bir şekilde
--pardon! ben xkişi ve sizden hoşlandım ve numaranı istiyorum, verip vermemek sana kalmış :D
artık gerisi kıza kalmış. zaten kaybedilecek bir şey yok, kızın numarası sende olmadığından dolayı, alırsan kar dır alamassan bişey değişmemiştir.
önce ahlaklı, samimi , kendine güvenen ve aynı zamandada erkek olduğunu karşıya hissettiren biri olmayı dene. karşındakini kırmayacak şekilde davranmayı öğren. Sonrası zaten kolay.
Amuda kalkarak önünden geçerken, asker selamı verip selam demek yeterli olacaktır. sonrasın'da ki gelişmelere göre tavrımızı koyarız ama önce amuda kalkmak çok mühim.